Tatlı mı tatlı, minik bir oyun olan Pile Up! 2 Haziran’da tam çıkışını yapıyor. 16-18 yaşları arasında olan genç bir kadro var oyunun yapımında. Ve hepsi de Türk gençler. GİST Indieway etkinliğinde de jürilerin ödülünü kazanmış olan bu oyundan ben de kısaca bahsetmek isterim.
- Ama bu rahatlatıcı ortamda gardınızı düşürmeyin, zira yaptığınız her şeyi mahvetmeniz an meselesi!
- Discord’da ilgini çekecek bir sohbet başladı! (Bize katıl!)
- YouTube’da yorumlarınızı bekliyoruz. Videolarımıza göz at!
Aslında oldukça minimalist bir oyun Pile Up!. Her anlamda öyle. ‘’Basit eğlence/sandbox’’ kategorisinde bulunan bu oyun, görüldüğü üzere bir şehir kurma oyunu. İsminin geliş noktası da, bu şehri küçük bir kara parçasını temel alıp, yukarı doğru ‘’yığma’’ yaparak büyütmemiz.
Pile Up! oynanış sistemi
Oyunun iki modu var başlangıçta. Biri normal mod, yani şehrinizde yaşayanların mutluluğunu gözetmeniz gereken, fizik kurallarına ve diğer çeşitli kurallara dikkat ederek şehri büyütmeniz gereken mod. Diğeri de sandbox modu, yani tamamen yaratıcılığınız limitince oynayabildiğiniz mod.
Şehrimize koyduğumuz yapılar elimize kart şeklinde geliyor her turun başında. Koyduğumuz her yapının da bize diğer tur getirisi oluyor. Mesela koyduğumuz çeşitli atölyeler, halkın ihtiyacı olan şeyleri sunuyor bize. Elektrik kaynağı, su tankı, destek yapısı gibi şeyler. Böyle böyle ihtiyaçları karşılayarak şehri büyütüyoruz. Aynı zamanda yeterli puanları topladıkça oyun dışında yeni kartlar açıyoruz şehrimizde kullanabilmek üzere.
Normal modun aslında gizli ve zorlu bir bulmaca tarafı var. Bütün bu anlattıklarım, özellikle şehir büyüdükçe, giderek komplike bir hal almaya başlıyor. İnce ayarlar üzerine düşünmeniz gerekiyor böylece. Bu sayede oyunun hem rahatlatıcı, hem de düşünme gerektiren ve beyin jimnastiğine sebep olan bir yanı var. Bu ikilik de hoş olmuş.
Sandbox modu da zaten, ‘’yaratıcı mod’’ olarak da anlaşıldığı üzere bahsedecek pek bir şey yok. Eğer ‘’ben işin bulmaca tarafı ile uğraşmak istemiyorum’’ diyorsanız, kuralları eleyerek sadece estetik zevklere hitap eden şehirler kurabilirsiniz.
Görsel ve müzik!
Oyunun görselliği ve müzikleri de yine oldukça minimal estetiğe dayanıyor. Lego parçaları gibi gözüken minik ama tatlı binaları, özellikle ‘’yığdıktan’’ sonra, ortaya çıkan şehir bakması çok keyifli bir şeye dönüşüyor. Gece ve gündüz döngüsü de olan oyunda, ışıkları yanan şehre bakmanın verdiği hisler de farklı oluyor. Öyle ki, hareketli bir duvar kağıdı işlevinde bile kullanılabiliyor bu tatlı oyun. Binaların çıkarttığı dumanlar, evlerin pencerelerinden çıkan ışıklar, etrafı puslu bir adanın üzerindeki şehir…
Müzik tarafında da güzel tercihler yapılmış. Sürekli başa saran tek bir müzik olsa da, sürekli başa sardığını hissettirmeden ve rahatsız edici bir şeye dönüşmeden saatlerce dinletebiliyor kendisini. Oldukça huzur veren ve hipnotize eden basit bir melodi eşliğinde oyunu oynuyorsunuz.
Değerlendirme
Pile Up! Kendi kategorisinde oldukça zeki ve başarılı bir iş çıkartmış. Rübik küp gibi, hem hipnotize eden, hem zorlayan ve beyin jimnastiğine yol açan oynanışı ekran başında saatler geçirtebilir. Hem de geçtiği anlaşılmayan saatlerden.