Rol yapma oyunlarının atası sayabileceğimiz ve ilk kez 1987 yılında çıkmasına rağmen her dönemde kendini yenileyerek oyuncu kitlesini arttıran Final Fantasy serisi, oyun sektöründeki en önemli isimlerden biri.
Nostalji Günlüğü’nün bu bölümünde sizlerle birlikte ilk Final Fantasy oyunu olan ve 1987 yılında çıkan Final Fantasy 1’i yakından inceleyip her jenerasyona farklı bir şekilde uyum sağlayıp adını hala duyduğumuz serinin yapıtaşına bakacağız!
- Final Fantasy 1, rol yapma deneyiminde yepyeni bir çağ açtı!
- Square’i batmaktan kurtaran Final Fantasy, günümüzün en popülerler serilerinden biri!
- Discord’da ilgini çekecek bir sohbet başladı! (Bize katıl!)
- YouTube’da yorumlarınızı bekliyoruz. Videolarımıza göz at!
Geliştiricisini kurtaran o oyun
Oyuna geçmeden önce, Final Fantasy’nin nasıl hem yayıncısı hem de geliştiricisi olan Square’i kurtardığına değinelim. Square, 1986 yılında Den-Yu-Sha adındaki elektrik firmasının ayrı bir dalı olarak ortaya çıkar. Hem bilgisayara hem de Nintendo’nun iki önemli konsolu olan Famicom ve NES’e oyunlar üretir, ancak bunların çoğunluğu sadece Japonya’da satışa sunulur ve satışları azdır. Square, iflasın eşiğindeyken son bir kez oyun üretir ve bu oyun Final Fantasy olarak Japonya’da 500 binden fazla satış getirerek firmayı batmaktan kurtarır.
Rol yapma oyunlarına ağırlık vererek Final Fantasy devam oyunları gibi Parasite Eve, Kingdom Hearts, Chrono Trigger gibi oyunları ortaya çıkaran Square, 2003 yılında Enix ile birleşerek günümüzdeki Square Enix firmasına dönüşür.
Final Fantasy ve fantastik hikayesi
Final Fantasy, oyun açılır açılmaz hikayesini bize aktarır. Dünya, karanlık bir egemenlik altına girdiğinde insanların tek umudu bir kehanete dayanmaktadır. O kehanete göre, dünya karardığında Işığın Savaşçıları adındaki dört savaşçı, ellerinde kararmış element küreleriyle gelecek ve hem dünyayı hem de küreleri karanlıktan kurtaracaktır. Dünyayı karanlıktan kurtarmak adına yapmaları gereken şey ise 4 elementten oluşan kötü ruhları (Toprak Ruhu yani Lich, Ateş Ruhu yani Kary, Su Ruhu Kraken ve Hava Ruhu Tiamat) yenmekten geçer.
Işığın Savaşçıları’nın ilk görevi böylece Coneria Krallığı’nın prensesi Sara’yı kötü şövalye Garland’dan kurtarmakla başlar ve maceraları buradan devam eder. Hikayenin sonunda Işığın Savaşçıları, Garland’ın 2000 sene öncesine yollandığını ve kendisinin kötü ruhları geleceğe yollayarak bir zaman döngüsü oluşturup sonsuza kadar Chaos adında bir iblis olarak yaşamayı amaçladığını keşfederler.
Chaos’u yendiklerinde zaman döngüsü kırılır ve 2000 yıllık savaş biterek artık barış başlar. Dört elementin kontrolü yeniden dünyaya geçer, dünya karanlıktan kurtulur ve Işığın Savaşçıları zamanda geldikleri yere geri dönerler.
Final Fantasy, sınıf seçimleri ve rol yapma deneyimi
Yukarıda bahsedilen hikayedeki toplamda dört savaşçıdan oluşan Işığın Savaşçıları’nın hangi sınıftan oluşacağı oyunun başında oyuncuya bırakılır. Final Fantasy karakterleri için toplamda 6 adet sınıf vardır, bunlar: Fighter (Savaşçı), Thief (Hırsız), Black Belt (Siyah Kuşak), Red Mage (Kırmızı Büyücü), White Mage (Beyaz Büyücü), Black Mage (Siyah Büyücü) olarak karşımıza çıkar.
Bu 6 sınıfın kendine has özellikleri vardır; mesela Hırsız daha çeviktir ancak saldırısı ve büyüsü o kadar güçlü değildir, Kırmızı Büyücü hem Beyaz hem de Siyah Büyüleri öğrenebilir, Siyah Kuşak (oyunun başka versiyonlarında Monk yani Keşiş olarak da geçer) saldırısı güçlü olmasına rağmen ağır zırh giyemez.
Final Fantasy, oyuncunun bu seçeneklerle kendi Işığın Savaşçıları grubunu kurmasını ister. Oynanış ise döneminin diğer rol yapma oyunlarına benzerdir: oyuncu haritada gezerken rastgele düşmanlarla karşılaşır, zindanlara girer, savaş sonunda hem para hem deneyim kazanır ve bu şekilde ilerleyerek gelişir.
Haritada sadece yürüyerek değil, gemiyle de geçebileceğimiz yerler mevcuttur. Oyunda ilerledikçe savaşçılarımız hava balonuyla bile seyahat ederler. Kanoyla denizden geçerken de rastgele düşmanlarla karşılaşmak mümkündür.
Sıra tabanlı savaş sisteminde oyuncu her savaşçının hareketini belirler ve savaşlar adı üstünde sıra sıra ilerler. Her savaşçının savaşma, büyü yapma, iksir içme, eşya kullanma ve savaştan kaçma gibi seçenekleri vardır.
Piksel sanat işte böyle kullanılır!
Final Fantasy, dönemine göre sanat tasarımını NES ve Famicom konsollarının 8 bit piksellerinin neler yapabileceğini güzelce gösteren oyunlardan biri olarak karşımıza çıkar. Bu sınırlandırılmaya rağmen oyunun dünyası, düşmanları, savaş ekranı hem gölgelendirmeyle hem de canlı renk paletiyle ön plana çıkar. Öte yandan NES oyunları içinde müzikleri en güzel olan oyunlardan biridir, yine kısıtlamalara rağmen oldukça akılda kalıcı ve eğlenceli hem müzik hem de ses efektlerine sahiptir.
Her ne kadar Final Fantasy, Dungeons&Dragons evreninden fazlaca etkilenmişse bile (hem dünya tasarımı hem de düşman tasarımı olarak) kendi stilini korumayı başarmıştır.
O konsoldan o platforma zıplayan Final Fantasy 1
1987 yılında Japon piyasasındaki başarısı bir yana, 1990 yılında ABD’de satışa sunulan Final Fantasy, seneler içinde başka konsollara da bambaşka şekillerde çıkmıştır. Örneğin, 2002 yılında “Final Fantasy Origins” adıyla PlayStation konsollarına yenilenmiş grafik ve müzikleriyle, hatta eklenmiş ara sahnelerle çıkış yapar. Daha sonradan MSX2, Game Boy Advance, PlayStation Portable, Wii U, Nintendo 3DS, iOS ve Android platformlarına da çıkar.
Final Fantasy, şu anda “Final Fantasy Pixel Remaster” adıyla hem Steam’de hem Nintendo Switch’de hem PS4’de hem de akıllı telefonlarda yenilenmiş 2D haliyle oynanabilir.
Peki eleştirmenler Final Fantasy için neler söyledi?
Satış başarıları bir yana, Final Fantasy eleştirmenlerden de yüksek notlar almıştır. IGN, Final Fantasy’i NES’in en iyi 11. oyunu olarak seçerken GamesRadar 8. olarak seçti. Japon rol yapma oyunları (JRPG) arasında en önemlilerden biri olduğunu oyun basınındaki birçok kuruluş aktarmaktadır.
Oyunun eleştirildiği noktalardan bir tanesi rastgele oluşan savaş sekanslarının çokluğu ve oyunun modern dönem için yavaşlığıyla ilgilidir. Öte yandan 1986 yılında Japon pazarında Dragon Quest olarak çıkıp Kuzey Amerika’ya Dragon Warrior olarak geçen oyuna fazlasıyla benzemesiyle eleştirilir.
Eleştiriler ne olursa olsun, Final Fantasy eksiğiyle ve fazlasıyla rol yapma oyun türünün tanınmasına önayak olan oyunlardan biridir.
Final Fantasy serisi, dönemimizde bin bir çeşit haliyle; hem “remake” hem “reboot” olarak karşımıza çıkmıştır. Belki de günümüzün Final Fantasy 16’sıyla artık çok bir alakası kalmamış olabilir ancak onun ilk hali olduğunu unutmamak gerekir. Final Fantasy 16’nın başarılı olacağına en çok da Square Enix’in Final Fantasy serisine verdiği değerden inanıyorum.
Nostalji Günlüğü’nün bu bölümünde sizlere Final Fantasy’nin ilk oyununu tanıttığım için mutluluk duyuyor, herkese iyi oyunlar diliyorum. Final Fantasy 16, bekle geliyorum!
Oyunu incelemişsin de sanki kısa kısa bilgiler verip geçmişsin.