Dungeons of Hinterberg

Microbird Games tarafından geliştirilen Dungeons of Hinterberg (Hinterberg Zindanları) adından da anlaşılacağı gibi, büyü etkisinde bir Alp kasabası olan Hinterberg’de geçiyor, bilinmeyen bir büyü ile etkilenen kasaba halkı bunu fırsata çevirip, Hinterberg’i turistlerin gelip canavar avı yaptıkları ve bunu bir spor olarak tanımladıkları ortama dönüştürüyor, formatımız ise Hack’n slash.

18 Temmuz’da Steam ve Xbox mağazalarında yerini alan Dungeons of Hinterberg, Xbox Game Pass kütüphanesine de oynanabilir durumda.

Persona ve Zelda tek bir oyunda

Dungeons of Hinterberg, Persona’nın sosyal etkileşime dayalı oyun mekanikleri ve Zelda’nın bulmacalar ile dolu zindanlarını tek bir oyun içerisinde, cel-shading grafik tarzı ve pastel renkler ile birleştirerek 2 farklı türdeki oyuncuları tek çatı altında toplamayı başarabilecek gibi görünüyor.

Karakteri tanıyalım

Ana karakterimiz Luisa, kurumsal hayattan bunalmış ve tükenmişlik sendromu yaşayan çiçeği burnunda bir stajyer avukat, Pek çok rol yapma oyunu temalı oyunun aksine, karakterimiz kaderinin bir cilvesi sonucu değil, turistik bir tatil yapmak üzere Hinterberg’i ziyaret etmesi ile yolculuğumuz başlıyor.

Zindana giriş efektleri göz alıcı.

Oynanış

Dungeons of Hinterberg’e 3 farklı zorluk seviyesinden (tatil-norma ve zorlu) birini seçerek kasabada başlıyoruz ve sakin başlayıp aksiyonla son bulan oldukça keyifli bir mini öğretici bölümü tamamlıyoruz, bundan sonrası ise 4 farklı haritada toplam 25 Zindan ile oyun bizi kısmen serbest bırakıyor, 4 farklı haritadan ilk aşamada yalnızca Doberkogel’i seçebiliyoruz ve her bir harita birbirinden farklı biyoma sahip. Ayrıca her bir haritada öğreneceğimiz, haritaya özel beceriler mevcut.

Kılıç kullanımı, zincirle çekme, ışın (light ray) vb. farklı animasyon ve etkilere sahip yetenekler sayesinde zengin bir dövüş mekaniği sunuyor, benim en çok önem verdiğim konulardan birisi olan kamera açıları ise gayet tatmin edici ve akıcı oyun deneyimi sunuyor.

Ayrıca oyunda, tırmanma, madenlerde kullanılan yük vagonu, havalı kaykay, sandık lootlama gibi mekanikler de mevcut, Zindanlar genellikle bulmacalar ile dolu ve bu aşamada bulmacayı çözmek adına oyun içi herhangi bir yönlendirme almıyorsunuz. Son olarak da oyunda etkileşim kurduğumuz ana NPC’ler, kurduğumuz ilişki seviyesine bağlı olarak ek yetenekler ve güçlendirmeler veriyor, dolayısıyla Npc’ler ile bolca vakit geçireceğiz gibi görünüyor.

Dört aşamalı gün döngüsü

Dungeons of Hinterberg’de ek olarak farklı bir gün döngüsü mekaniği kullanılmış, 4 aşamalı, gerçek zamanlı olmayan bu döngüler etkinlikler sonucu gerçekleşiyor, yani güne sabah evde başlıyor, otobüs ve teleferik ile kasabadan ayrılıyoruz, zaman döngüsü burada öğlene geçiyor, değişik bölgelerde arayıp bulduğumuz herhangi bir zindanı tamamladıktan sonra, akşam oluyor ve kasabadaki aktiviteleri yapıyoruz, yaptığımız aktivite sonrası gece oluyor, bu aşamada da günü tamamlamış oluyoruz ve planlamalarımızı da bu döngüye göre yapmamız gerekiyor, yani kasabada herhangi bir aktiviteye katılmadan önce alışveriş sürecini tamamlamış olmak gerekiyor.

Kasabada yapılabilecekler listesi de bir hayli geniş, sinemaya gidebilir, bot kiralayabilir, NPC’ler ile takılabilir spa, müze ziyareti gibi aktiviteler yapabiliyoruz, açıkçası kasaba bölümü de zindan bölümü kadar ilgimi çekti diyebilirim.

Değerlendirme

Sonuç olarak Dungeons of Hinterberg benim gönlümü fazlasıyla fethetti diyebilirim, Tam, işte oyun bundan ibaret dediğim noktada kasabada serbest dolaşım ve aktivite seçenekleriyle birlikte tekrar beni yakaladı. Mutlaka şans verilmesi gereken bir oyun olduğunu belirterek incelemeyi noktalıyorum.

Oyun incelemeleri için temel kriterlerimizi merak ediyorsanız,
İnceleme ve etik politikamıza göz atabilirsiniz.