Mafya filmlerinin en “baba” olanı The Godfather, 2006 yılında EA tarafından markalaştırıldı. EA, Rockstar’ın 2004 yılında çıkan GTA: San Andreas oyununun başarısından etkilenmiş olmalı ki o dönemin furyası olan açık dünya aksiyon oyunu denklemini The Godfather’a uyarlamayı başardı. Oyunun çıkışı bir hayli zaman alsa da satışlar EA’yi tatmin etti. Ancak devam oyununda bu başarı yakalanamadı ve The Godfather marka olarak rafa kaldırıldı.
Nostalji Günlüğü’nün bu bölümünde beraber The Godfather oyununa bakıp 2000’lerin başındaki mafya furyasına geri döneceğiz.
- The Godfather, potansiyeli harcanmış bir oyun oldu.
- Korkunç ötesi bir devam oyunundan sonra marka maalesef rafa kaldırıldı.
- Discord’da ilgini çekecek bir sohbet başladı! (Bize katıl!)
- YouTube’da yorumlarınızı bekliyoruz. Videolarımıza göz at!

Benim de arada sırada hala PSP’mden oynadığım The Godfather, ikinci oyunuyla çok kötü bir çıkış yapmamış olsaydı belki de şu anda inanılmaz büyük bir marka olabilirdi. Gönül isterdi ki telif hakları Rockstar’da olsaydı…
GTA’yı ezmek için yapılan The Godfather
EA, 2004 yılının başında The Godfather odaklı bir oyun yapacaklarını açıkladı. Hem kitap için hem de film için direktörlerin esneklikleri olduğunu savunan EA, oyunu yaparken orijinal eserden esinleneceklerini ancak kendi yorumlarını katacaklarını belirtti.
2004 yılında çıkan ve inanılmaz büyük bir hit olan GTA: San Andreas oyununun temasından esinlenen bu yeni oyun, EA için GTA’dan çok daha iyi olacaktı. GTA gibi bir açık dünya aksiyon oyunu yapacaklarını ancak oyuncuların karakterle daha iyi bir ilişki kuracağını ve karakterin gelişimini hissedeceklerini açıkladılar. Bu şekilde, normalde bilinen bir hikayeyi kendi karakterimizle deneyimleme şansımız olacaktı. EA, bu formülün GTA’nın eksik kısmını kapatacağını ve The Godfather’ın GTA’dan daha iyi olacağını düşünüyordu.

EA bu projeye öğle hevesliydi ki, film aktörleriyle anlaştılar ve bu projede beraber çalıştılar. Öyle ki, James Caan, Robert Duvall ve Marlon Brando direkt ön plandaydı. Bu üç aktörün, oyundaki seslendirmeleri yapmaları planlandı, ancak Brando o dönem hastaneye kaldırıldığı için bunu yapamadı. Vefatından önce, hastanede yatağındayken oyunun gerçekliği adına yüz tanımlama sistemi kullandı ve yüzünün kalıbı çıkarıldı.
Coppola ve Pacino ise oyunu beğenmeyenler olarak yerlerini aldılar, özellikle Pacino, Michael karakterini seslendirmeyi reddetti. Onun yerine bir diğer mafya oyunu olan Scarface: The World is Yours’ta yer almayı seçti.
EA, The Godfather oyununu, araştırma aşaması ile üç sene boyunca geliştirdi. Yapımcılar markanın hayranlarının gerçek bir deneyim yaşamalarını istedikleri için her şeyi harika yapmak istediklerini belirtti. Eninde sonunda The Godfather oyunu, 2006 yılında Windows, Xbox, PlayStation 2, PSP ve Xbox 360 platformlarında çıkış yaptı. 2007 yılına gelindiğinde Wii ve PlayStation 3 platformlarına da çıkış yaptı.
The Godfather’ı biz oynuyoruz!
The Godfather oyunundaki yönettiğimiz karakter Aldo Trapani, 1936 yılında Corleone ailesine çalışan babasının Barzini ailesi tarafından katledilmesine şahit olur. O zamanlar çok küçük olduğu için Vito Corleone tarafından beklemesi gerektiği söylenir.
Sene 1945 olur ve İkinci Dünya Savaşı biter. Bu sırada Aldo’nun annesi Vito’nun yanına gidip oğlunun savaştan döndüğünü ancak hırsız çetesinin eline düştüğünü söyleyip Vito’dan yardım ister. Vito bu sebeple Luca Brasi’yi görevlendirir ve Aldo’yu Corleone Ailesi’ne yetiştirmesini ister.
Hikayenin bu bölümünden sonrası The Godfather filminin hikayesi ile neredeyse aynı ancak tek farkı bunu Aldo olarak bizim deneyimlememiz.

Ayrıca final sahnesindeki Michael’ın emirlerini yapan kişi de haliyle Aldo oluyor ve bu sayede New York’un Don’u olarak oyunu bitiriyoruz. Mafya hikayesi için yazılan intikam odaklı bir hikaye gerçekten de kulağa hoş geliyor ancak her ne kadar kendimizin yönettiği bir karakter olsa da Aldo’nun çok silik bir karakter olduğunu düşünüyorum. Oyunun bazı platformlarında Aldo’nun tipini kendiniz istediğiniz şekilde şekillendirebiliyorsunuz, bu da kısmen bir kişiselleştirme katıyor ancak her ne kadar hikayeyi kendimizin deneyimleceği bir oyun olsa bile hikayede genel olarak hiçbir seçim yok. Sadece Aldo’nun az da olsa bir hikayesi var, ancak bu ana hikayedeki olaylara yediriliyor.
Film iyi, kitap iyi, peki oyun?
Oyunun oynanışı diğer açık dünya aksiyon oyunlarıyla neredeyse aynı, ancak birkaç farklı özelliği var ki bence bir mafya oyunu için gerçekten göze çarpıyor. Bunlardan bir tanesi (aslında GTA’da olan) bölge fethetme olayı.
Bölgeleri ele geçirip Corleone Ailesi’ni yaymaya hazır mısınız?
Haritayı açtığınız zaman bazı bölgelerin farklı ailelerde olduğunu görüyorsunuz ve önce dükkanlardan başlayarak sonra ailelerin evlerine ele geçirerek Corleone Ailesi’nin yayılmasını sağlıyorsunuz. Dükkanları ele geçirmenin birkaç farklı yolu var. Bunlardan bir tanesi dükkan sahibini ikna edip rüşvet vermek, ancak bazı durumlarda dükkan sahibi ikna olmayabiliyor. Bu durumda ortaya çıkan ikna göstergesine dükkan sahibini döverek ama öldürmeyerek ulaşmak gerekiyor. Eğer çok fazla zarar görürse direkt karşılık verebiliyor veya kaçabiliyor bu yüzden buna dikkat etmek lazım.

Peki ya bir kabadayıdan Don’a uzanıyor olsaydınız?
Bir diğer özellik ise hikayede ilerledikçe ve haritada yayıldıkça Aldo’nun aile içindeki gelişimini izlemek. Önce dışarıdan gelen yeni yetme bir çömez, ancak sonrasında yüksele yüksele asker oluyor, Capo oluyor ve tabii ki de hikayenin sonunda Don oluyor.
Bunun dışındaki özellikler diğer açık dünya oyunlarıyla neredeyse aynı. Eğer çevreye ve sivillere çok fazla zarar verirseniz ve suç işlerseniz polislerin gözü üstünüzde oluyor. Bu tarz durumlarda polislere rüşvet vermek veya şantaj yapmak gerekiyor. Şehirde istediğiniz gibi gezebiliyorsunuz, tabii diğer ailelerin dükkanlarına veya bölgelerine girerseniz aileler direkt saldırıyor, buna dikkat ederek şehirde gezmek eğlenceli. Ancak dünya olarak bakıldığında yapılabilecek çok fazla bir aktivite yok.
Ara sahneler ve oyunculuklar, ayrıca seslendirmeler gayet başarılı. Çevre tasarımı ve çevrenin hissiyatı dönemi için gerçekten güzel ve hikayenin geçtiği dönemi çok güzel yansıtıyor. Tabii eski bir oyun olduğu için çok fazla düşman çeşitliliği yok ancak yine de nostaljik bir hissi olduğunu itiraf etmek gerekiyor.
The Godfather beğenildi mi?
Genel olarak eleştirmenler tarafından 7-7,5 arası bir puan alan The Godfather, en çok rakiplerine nazaran daha kısa olmasından, çok kolay ve çok tekrarlanabilir olmasından dolayı eleştirildi. Karakter modelleri ve animasyonların eskiliği de aynı şekilde beğenilmedi. Genel olarak beğenilse de potansiyelinin tamamını başaramadığı görüşünde eleştiriler aldı. Ancak her şeye rağmen tüm platformlarda çok fazla sattı, ayrıca ilk çıktığı hafta İngiltere’de The Elder Scrolls 4: Oblivion oyununu en çok satanlar listesinde birinci sırada eledi ve burada sekiz hafta kalmayı başardı.
Tepeden düşmek bu olsa gerek…
The Godfather’ın başarısından sonra 2009 yılında The Godfather 2 adında bir devam oyunu çıktı. Bu oyunda da Aldo’nun altındaki Dominik’i kontrol ettiğimiz ve Corleone Ailesi’ni New York’tan ötesine, Miami ve Havana’da yaydığımız bir oyun oldu. Ancak her şeyiyle çok kötü bir oyundu.
Grafikleri çok sıkıntılıydı, hikayesi The Godfather’dan tamamen kopmuştu, düşmanların zekası çok kötüydü, açık dünyada yapılabilecek neredeyse hiçbir şey yoktu ve çok fazla teknik sorun vardı. Bu sebeptendir ki sadece 400.000 satış rakamına ulaştı ve bildiğiniz üzere satış rakamı yüksek olmayan hiçbir marka EA’de devam etmez.
Benim özellikle en çok ayar olduğum nokta ise ikinci oyunun ta en başında sırf Dominik’i kontrol edebilelim diye Aldo’nun gözlerimizin önünde tak diye öldürülmesiydi. Sonuçta ilk oyunda saatlerimizi geçirdiğimiz, beraber New York’u gezip yönettiğimiz karakterimizi 5 dakika içinde saçma sapan bir şekilde ölü görmek şahsen çok hoş bir deneyim olmadı.
Oyun dünyasında etkisini çabuk getiren bazı temalar olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar Mafia oyunları sayesinde tekrardan mafya temasının işlenmesi ön plana çıksa da üçüncü oyunundan sonra o hikayenin devam edip etmeyeceği ayrı bir merak konusu.
Son zamanlarda çok fazla mafya oyunu görmüyoruz. Ancak her şeye rağmen The Godfather, kült bir mafya oyunu olarak karşımıza çıkıyor ve bize hala daha mafya olma deneyimini hissettirebiliyor.
Nostalji Günlüğü’nün bu bölümünde size The Godfather’ı tanıttığımdan mutluluk duyuyorum ve bir sonraki oyunda görüşmek üzere günlüğü kapatıyorum. Herkese iyi oyunlar!
Oyun haberleri için temel kriterlerimizi merak ediyorsanız,
haber politikası ve standartlarımıza göz atabilirsiniz.
Bizi Google News üzerinden de takip edebilirsiniz.