İnceleme

Assassin’s Creed Mirage

1

Bi’ dur Basim, zaten Ortadoğu karışık… Ubisoft Bordeaux tarafından geliştirilen ve Ubisoft tarafından da yayımlanan aksiyon-macera oyunu Assassin’s Creed Mirage, 5 Ekim’de oyunseverlerle buluştu. Assassin’s Creed Valhalla’ya DLC olacakken direkten dönen Assassin’s Creed Mirage’e göz atıyoruz.

Assassin’s Creed Mirage

2007 yılında henüz oyun platformları yaygınlaşmamışken, satıcının “Abi bunu al GTA’nın eski zamanda geçeni” şeklinde yaptığı amatör marketing çalışması ile eve gelip kurmuştum ilk Assassin’s Creed oyunumu. Oyunu açınca satıcının “GTA gibi” demesindeki kastının, oyunun sandbox tipi olduğunu anlatmaya çalışmak olduğunu anladım. Yoksa konunun ve konseptin GTA ile uzaktan yakından alakası yoktu; ancak Assassin’s Creed kendine has dokusu ve dünyası ile beni büyülemişti bile…

2007 yılında başlayan Assassin’s Creed tutkum geçtiğimiz 15 sene boyunca katlanarak arttı. Her oyunu Platinum kupa alarak bitireceğim derken kendimi, oyundan evvel de az çok bilgi sahibi olduğum Alamut Kalesi, Haşhaşi tarikatı, Hasan Sabbah, uzaylılardan mı geliyoruz? vb. konularında bulduğum her kaynağı okurken, aldığım Hidden Blade replikam ile evimde misafirlere tuvaletten çıktıkları sırada ani suikast saldırıları yaparken, serinin kendi filmi dahil o dönemi anlatan filmleri izlerken buldum.

En son bu konu, sağ elimin üzerine Assassin’s Creed logosu dövmesi yaptırmama, Viyana ziyaretim sırasında gerçekten Tapınak Şövalyeleri’ne ait bir binanın önünde Türkçe bağıra çağıra küfretmeme ve Tapınakçıların binasının önünde bir elimle dövmemi gösterip bir elimle hareket çekerken fotoğraf çektirmeme kadar gitti. (Olay mahalinde rutin devriye atarken beni gözaltına almayan ve nazikçe gitmemi söyleyen Viyana polisine tekrar teşekkürü borç bilirim.) Kısacası arkadaşlar ben görüp görebileceğiniz en büyük Assassin’s Creed nerd’lerinden biriyim ve size bu incelemeyi hazırlamadan önce AC Mirage’de de Platinum kupa alarak sizleri oyun hakkında en doğru ve detaylı bilgilendirmelere boğmaya yeminliyim. Güveninizi kazanabildiysem buyurun devam edelim.

Nereden geldim Ortadoğu’ya?

Mirage’ın konusunun geçeceği yıllar ilk açıklandığında hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmeliyim. AC serisi konsepti itibari ile dünya tarihimizde “mihenk taşı” ya da “dönüm noktası” diye tabir edebileceğimiz olayların tarihlerini ya da dünya tarihine damga vuran medeniyetleri konsept alan bir seri olarak bilinir.

Assassin’s Creed Mirage

Bu oyunda, ilk oyunun (Assassin’s Creed) konu aldığı yıldan ortalama 300 yıl geriye, M.S. 9.yüzyıla Abbasi Halifeliği’nin son yıllarına gidiyoruz ve ben de bu noktada eleştirilerime başlıyorum: Biz zaten ilk oyunda orta çağ konseptini dibine kadar yaşamıştık. O noktada 3. Haçlı Seferi gibi tarihin dönüm noktası sayılabilecek bir olay yaşanırken; o döneme şahit olmuş, o dönemde yaşamış tarihi şahsiyetleri oyunda görmüş ve tarifsiz keyif almıştık (ya da ben almıştım).

Assassin’s Creed Mirage hikayesi

Peki bu oyun özelinde hangi insan evladı bana Abbasi Halifeliği’nin 9.yy’da yaşadığı herhangi bir olayın dünyada bir dönüm noktası olduğunu iddia edebilir ya da Abbasiler’in kültür olarak dünya kültüründe yadsınamaz bir etkiye sahip olduğunu söyleyebilir? Ya da bir dakika! Yahu zaten AC Mirage oyununun ana karakteri Basim kardeşimiz bir önceki AC oyunu Valhalla’da yer alan bir karakterdi, Ubisoft firması Valhalla’ya bir DLC yapacakken biz konsepti ucundan az büyütürüz, bunu da ayrı bir oyun olarak çıkarırız, herhangi bir eleştiri gelme ihtimaline karşı da bu DLC kıvamında olan oyunu “köklerimize dönüyoruz” yalanıyla satabiliriz diye mi düşündü?

Arkadaşlar ne yazık ki bence bu sorunun cevabı kocaman bir EVET! Ubisoft’un Mirage oyunu ile bizlere yaptığı tam olarak bu. DLC kıvamında bir oyun ile karşı karşıyayız arkadaşlar, o sebeple bu oyunun değerlendirmesini yaparken; eğer DLC olsaydı bazı puanlar çok yüksek olacakken AA sınıfı sayılan AC serisinin yeni bir oyunu kıvamında Mirage’i değerlendirirsek Ubisoft’un çok üzüleceğini söyleyebiliriz (AC Mirage Metacritic’te an itibariyle 10 küsür oyundan serinin en kötü 2. oyunu olarak puanlanmış durumda.)

Lisede orta sıralarda oturan, adını hatırlayamadığımız; Ne derslerde başarılı olan ne de herhangi bir yeteneği ile öne çıkan arkadaşımız: Basim

Assassin’s Creed Mirage

Bir yukarda tarifini verdiğim şu an adını hatırlayamadığımız ve hatırlamamıza sebep olamayan arkadaşımızdan hallice bir ana karakterimiz var, tam ismi: Basim İbn İshak (İbn Arapça’da oğlu demek). İshak oğlu Basim esmerce, hafif tıknaz, sokakta görseniz ikinci kez dönüp bakmayacağımız tipte bir arkadaşımız olarak, o dönem Abbasi Halifeliği’nin başkenti Bağdat’ta kankası Nehal (Nihal?) ile cepçilik (hırsızlık) yaparak yaşayan bir kardeşimiz.

Ailesinin zamanında mimar olduğunu oyunun bir noktasında duyuyoruz; ancak oyunun konusu özelinde bizleri şuradan alıp şuraya götürmeyen bir özgeçmişi var Basim’in. Nihal bacısı ile yaptığı bir hırsızlık sırasında yaşanan olaylar sonucunda şehri terk ederek yolu Alamut kalesine düşen Basim, Bağdat’a bir Assassin olarak dönüyor ve olaylar başlıyor.

AC serilerinden bildiğimiz üzere yerel halkın üzerinde zulmederek egemenlik kuran maskeli bir konseyi tek tek avlamamız icap ediyor ve biz de Assassin olarak insanlara AC serisinin ana konsepti olan “seçim özgürlüğü” vermek adına bu despotlara karşı mücadelemize başlıyoruz.

Oyunun İncisi Bağdat

Oyun söylediğimiz gibi Bağdat’ta geçiyor. Bağdat gerçekten de o dönemde kültürel bir başkent sayılabilecek şana şöhrete sahip ve bu noktada Ubisoft’un hakkını vermek gerekiyor.

Assassin’s Creed Mirage

Bağdat; sokaklarda dolaşan NPC’lerinden binalarına, güzelliğine gece ayrı gündüz ayrı vurulduğunuz yaşayan bir şehir. Oyunda Bağdat birkaç bölgeye ayrılırken her bölgede tarihi binaları ve Abbasi kültürüne ait bilgileri içeren Codex kaynakları buluyoruz. Yine bu noktada AC serisinin yaratıcısı Ubisoft’un ellerini öpmek isterim. Ubisoft her oyunda ortalama bir ansiklopedi bilgisi kadar akıcı ve güzel bilgilerle oyunun geçtiği dönemi oyuncuya elinden geldiğince anlatmaya çalışıyor.

Bağdat şehir içi ve şehir dışı olarak bölgelere ayrılmış durumda. Şehirde devriye atan askerlerin zorluk derecesini yine Map’i açarak bölge üzerine imleç ile geldiğinizde, altta yazan bilgilere göre hangi bölgeye ne zaman gitmeliyiz şeklinde fikir sahibi olabiliyorsunuz.

(Zaten oyun senaryosu da bu level düzlemine göre ilerliyor.)

Benim hoşlandığım başka bir konu ise harita kısıtlanmış değil. Gözünüz (Bir harf nelere kadir!) yiyorsa oyuna yeni başlamanıza rağmen şehrin en zorlu(!) askerlerinin bulunduğu Round City’e dahi girip gezmeniz mümkün. Ha gözünüz korkmamalı; zira şehri koruyan askerler dahil NPC’ler güzel gözüküyor demiştik; ancak konu NPC yapay zekasına geldiği anda oyuna büyük beklentiler ile başlamadıysanız çok gülecek, benim gibi beklentiler ile başladıysanız çok sinirleneceksiniz.

Yapay gerizeka

Arkadaşlar oyunda dövüştüğünüz askerler, sokakta yaşayan halk, dağlarda gezen yılan, antilop, leopar dahil tüm canlılar bildiğiniz gerizekalı. Yapay zeka konusunda hayatımda bu kadar kötü bir oyun görmedim desem gerçekten yeridir. Örneğin, 2 asker bir binanın önünde nöbet tutuyor. Bir tanesine gizlendiğiniz yerden bıçak atıyorsunuz, adam ölüyor. Diğer asker “lan” diyerek silkiniyor, geliyor, arkadaşının ölüsüne iki saniye bakıyor, sonra ölenle ölünmez diyerek arkadaşının ölüsünün yanında ıslık çalarak bekleme görevine dönüyor ve bu olay hiç yaşanmamış gibi davranmaya başlıyor.

Assassin’s Creed Mirage

Sokakta herhangi bir asker öldürüyorsunuz, halk yalandan paniğe kapılıyor, çevredeki diğer askerlere “Koşun katil var!” şeklinde bağırıp çağırıyorlar; ancak 1 metre yanında sizi işaret ederek bağıran hiçbir vatandaşı hiçbir asker kaale almıyor, takılmaya devam ediyorlar. AC serisi bir noktada gizlilik üzerine kuruluyken kale içinde basit bir tekne alıp gitme görevinde zevk olsun diye elimi kolumu sallaya sallaya 15 kişi öldürüp çıkabiliyorum; çünkü oyun benim gizlenmemin bana bir vakit kaybı olduğunu düşündürmek için elinden geleni yapıyor.

Assassin’s Creed Mirage

Ha Rambo ha Basim, gerçekten hiçbir farkları yok. Bazı arkadaşlar diyebilir ki “Tamam yapay zeka seni gördüğü anda dahi doğru düzgün tepki vermiyor; ama iş kavgaya gelince şehrin zor yerlerinde kendini gösterirsen, gizlenmezsen seni öldürürler.” Bu oyunda oyun hatası olmadıkça ölemiyorsunuz arkadaşlar, çünkü dövüş mekanikleri aşırı basit.

Bizim Halil’in telefonunda bir oyun vardı: “Copter”

Yakın arkadaşım Halil’in 15 sene kadar önce telefonunda Copter isimli bir oyun vardı (Oyunun adı copter çünkü oyunda helikopter kullanıyorsunuz. Oyunu yapan firma çalışanları oyuna isim bulmaya bile üşenmişler). Oyunda telefon tuşlarından sadece 5’e basarak helikopteri yükseltiyordunuz ve oyunun bütün zorluğu bu kadardı. AC Mirage’ın dövüş mekanikleri Copter’den hallice. Bir kere serinin başka bir noktaya saparak diriliş yaşadığı Origins, Odyssey ve Valhalla’daki silah çeşitliliğini unutun. Oysa bu oyunlarda yerden bulduğumuz mızraklarla 3-5 kişiyi düşürmek, mızrakla işimiz bitince fırlatmak, çeşitli silahlarda uzmanlaşmak ve hepsinin kendine ait hoş bir animasyonu olması ne kadar güzeldi. Sağlık olsun dedik, silah çeşitliğini unuttuk.

Assassin’s Creed Mirage

Elimizde bir adet kısa hançerimiz bir de kılıcımız var. Bu silahlardan başka hiçbir silaha sahip olamıyoruz; ancak silahların tipini ve damage değerlerini görevlerden veya haritanın geneline dağılmış hazine kutularından bulduğumuz parçalarla şehrin dört bir yanına dağılmış marketlerden değiştirebiliyoruz. Dövüşmeye gelince, bu iki silahla düşman saldırırken guard’a basarsak düşman sersemliyor ve saldırı tuşuyla tek seferde düşmanı öldürebiliyoruz ya da düşman ağır saldırı yapacaksa saldırıdan kaçınma tuşuyla kaçıyoruz. Sonra yine saldırı tuşu ile düşmana vuruyoruz.

2023 yılında Ubisoft’un bize layık gördüğü dövüş mekaniği tamamen 3 tane düğmeye bağlı ve seçenekler aha bu kadar arkadaşlar. Neyse diyorsunuz, hadi farklı silahları geçtim, koca dövüşün 3 tuşla olmasını geçtim, düşmanın sadece 2 saldırı tipi olmasını geçtim, karşılığında yapabileceğim hamlelerin de totalde en fazla 2 opsiyonlu olmasını geçtim; bari animasyonlar güzel olsun diyorsunuz. Ancak arkasından sinsice (ne gerek varsa) hidden blade ile suikast yaptığınız ve o sırada sandalyede oturduğu için bıçak darbesini belinden alan düşman, darbeyi aldığı istikamete doğru -fizik kurallarına göre darbenin aksi yönüne düşmesi gerekir- sanki bıçağı belden değil, boğazından yemiş gibi kafasını tuta tuta takla atarak ölünce siniriniz katmerleniyor.

Alamut Kalesi

Bu iki silah dışında AC seri ile özdeşleşmiş duman bombası, tüftüf (adını çıkaramadım- zehirli ok attığınız kamış), ses çıkarma aleti (güya çok zeki olan NPC’leri bunla kandırabiliyorsunuz),fırlatma bıçağı vb. ekipmanınız var; ancak dediğim gibi NPC’lerin salaklık seviyesi size bunları kullandırtmıyor. Ne gereği var diyerek herkese girişiyorsunuz.

DLC’den ana oyun çıkarmayın dedik, bakın ne oldu şimdi?

Ne olacak arkadaşlar, kötü oldu. Başta söylediğim gibi, sırf Valhalla’ya DLC olacakken laf olsun diye oyun yaparsanız, ne karakteriniz derinlikli ne senaryonuz sürükleyici; ne animasyonlarınız güzel ve yeni ne de oyunun geçtiği dönem ve olaylar ilgi çekici olur.

Oyunun tek güzel tarafı gerçekten emek sarf edilen Bağdat şehri ve müzikleri. Bunlar dışında Ubisoft şahsen benim hiç ilgimi çekmeyen AC 3 (Kızılderili Assassin) oyunundan bile kötü bir oyun çıkarmış. Zaten oyunun aldığı genel notlar da benim gibi bir AC nerd’ünün fikirlerini destekler nitelikte. AC Mirage her türlü serinin, adının getirdiği büyüklük altında ezilirken hevesle beklemekte olduğum AC Hexe ve AC Codename: Red isimli oyunlardan önce tam bir Valhalla DLC’si ayarında tadımlık; ancak kekremsi bir tat bırakan oyun olarak hafızamda yer etti.

Serinin hastası iseniz bu oyunu ben ne dersem diyeyim alacaksınız arkadaşlar; ancak ben iyi bir Assassin’s Creed oyunu oynamak istiyorum diyorsanız, serinin çıtasını yükseklere koyacağını düşündüğüm Assassin’s Creed Hexe oyununu bekleyin derim.


product-image

Assassin's Creed Mirage

6

Olumlu yönleri
  • En nihayetine Assassin’s Creed oyunu!
  • Efsane müzikler.
  • Mükemmel detaylı bir codex ve oyunla ilgili iyi araştırılmış bilgiler silsilesi.
  • Bağdat şehri.
Olumsuz Yönleri
  • Yapay gerizeka.
  • Çağdışı zevksiz ve basit dövüş mekanikleri.
  • Her türlü arızası ile kendini tekrarlayan kötü animasyonlar.
  • Gizli takılmanın zaman kaybı olması.
Bekir Ömer Uyanık
Oyun Günlüğü Yazarı

1 Comment

  1. Harika bir inceleme olmuş, çok yerinde tespitler, trajikomik gerçekler, sıkılmadan okudum. Elinize sağlık 🙂

Leave a reply

Kasım 2024
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  
Login/Sign up