Rocksteady Studios tarafından geliştirilen ve Warner Bros. Interactive Entertainment tarafından da 2015’te yayımlanan aksiyon ve macera oyunu Batman: Arkham Knight’a göz atıyoruz.
- 23 Haz 2015’te çıkış yapan Batman Arkham Knight, yaklaşık 5 milyon adet satış rakamına ulaştı.
- Unreal Engine 3 motorunu kullanan oyun görsellik ve atmosfer anlamında olumlu yorumlar aldı.
Batman Arkham serisi, önceki oyunlarıyla sadece DC Universe ve Batman hayranlarının sevgisini kazanmakla kalmamış, tüm oyun sektörü tarafından sevilen ve saygı duyulan bir oyun serisi olmuştur.
Serinin son oyunu olan Batman Arkham Knight, serinin önceki oyunlarının elde ettiği başarılar sayesinde daha tanıtım fragmanlarıyla bile binlerce hayran kazanmıştır. Ve döneminin en çok beklenen oyunları listesine adını altın harflerle yazdırmıştır.
23 Haziran 2015 tarihinde çıkış yapmış olan oyun, daha önceden yakaladığı hayran kitlesiyle birlikte ilk günden yüksek satış rakamlarına ulaştı. Ancak beklenmedik bir şekilde birçok teknik hatayla çıkış yaptı. Bu durum serinin hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı. Ve oyun daha ilk gününden birçok hayranını kaybetti. Çünkü, oyunu hevesle alan hayranlar karşılarında bozuk, oynanamayan bir oyun buldu. Ve oyunu yapımcı stüdyo olan Rocksteady Studios düzeltene kadar oynamadı.
Rocksteady Studios zaman içerisinde oyunun optimizasyon problemlerine çözüm getirdi. İlerleyen yıllarda yapımcı stüdyo tarafında oyun gayet güzel bir şekilde toparlanarak ve yeni DLC’lerde çıkartılarak daha oynanabilir bir hale getirildi.
Unreal Engine 3 oyun motoruyla geliştirilen oyun görsel olarak çok güzel gözüküyor. Çıkışından 6 yıl geçmesine rağmen günümüzde bile halen tatmin edici bir seviyede bulunuyor. Oyuna girer girmez ilk gözümüze çarpan detay oyunun atmosferi oluyor. Oyun Gotham şehrinin içerisinde geçiyor. Açık dünya bir şekilde Gotham’da özgürce dolaşabiliyoruz. Şehirde gezerken ilk gözümüze çarpan unsur ise oyunun atmosferinin çizgi romanlarda bulunun Gotham atmosferine olan benzerliği. Şehrin genel tonuna hâkim olan gri, kasvetli, yağışlı hava çizgi romanlarda bulunan Gotham temasıyla birebir uyuşuyor.
Bu durum oyunun atmosferine büyük katkı sağlıyor. Açık dünya olarak özgürce gezebildiğimiz şehirde bazen yapılacak tonla görevi bırakarak sadece şehirde süzülüp atmosferi izlediğim zamanlar oldu. Ana karakterimiz olan Batman’ı TPS bakış açısıyla görebilmenin avantajlarını bolca kullanmış oyun. Öncelikle Batman’ın görsel anlamda her detayına uğraşılmış. Gotham’da süzülürken pelerine çarpan damlaların pelerinde kalmasına, zırhtan neon ışıkların yansımasına, zırhın ve pelerinin üzerindeki çiziklere ve yırtıklara kadar tüm ince ayrıntılar oyuna eklenmiş. Serinin hayranlarının yıllardır beklediği ve istediği Batmobile, bu sefer oyuna eklenmiş. Batmobile’in oyun içerisinde görevlerde kullanımı, Gotham içerisinde serbest bir şekilde gezmeye imkân vermesi seriyi diğer oyunlardan bir adım öne çıkaran unsurlardan biri olmuş.
Oynanış
Görsel olarak başarılı olan oyunun, oynanış ve hikâye anlamında bu derece başarılı olduğunu söylemek zor. Oynanış olarak serinin diğer oyunlarına nazaran daha çeşitli görevler bulunuyor. Yan görevlerin çeşitli olması oyun süresini uzatıyor. Ancak bu yan görevler oyun ilerledikçe birbirinin aynısı durumuna dönüşüyor. Özellikle Batmobile ile yapılan görevlerin birbirinin tamamen aynı olması, Batmobile görevlerini sıkıcı yapıyor. Oyun esnasında çok Batmobile görevini bile yapmadım. Çünkü, bu bölümler hep aynı görevi yapıyormuş hissi uyandırıyor. Ve oyunu tekdüze yapıyor. Ancak yapılabilecek farklı tarzda bir sürü yan görev bulunuyor. Bu bulunan görevler de kendi içinde çeşitlenmiş durumda. Görevi yaparken de ve bitirirken de birçok yol izleyebiliyoruz. İster gizlilik odaklı istersek de vura kıra önümüze çıkan düşmanları döverek ilerleyebiliyoruz.
Oyun, görevleri bitirmek konusunda tüm seçimi tamamen bize bırakıyor. Bu durum oyundaki görevlerini tek düzenliliğini azaltıyor. Serinin önceki oyunlarıyla karşılaştırmak gerekirse yan görevlerin artması oyun için olumlu bir durum ve oynanış süresini uzatıyor. Ancak bu görevlerin fazlalığı ve oynadıktan bir süre sonra hepsinin aynı olması oyunu eziyete dönüştürüyor. Bu yönden de olumsuz bir durum ortaya çıkartıyor. Serinin önceki oyunlarıyla kıyaslarsak Batmobile dışında farklı bir konsept bulunmuyor. Dövüş sistemi, düşmanlar, karakteri geliştirme olarak önceki oyunların temeliyle aynı durumda. Önceki oyunlarda da zaten iyi olan bu unsurlar bu oyunda da iyi bir özellik olarak önümüze çıkıyor.
Oyun, ilk 20 saat boyunca gayet akıcı ve eğlenceli bir biçimde oynanabiliyor. Ancak 20 saatin sonunda görevlerin birbirinin aynısı olması, oyunun zevkli olmayan hikayesiyle birlikte eziyete dönüyor.
Oyunun hikayesi
Gelelim bir oyunun bence en önemli olan kısmı olan hikâyeye… Başlamadan önce belirtiyim ki oyunun hikâye sunumu ve ilerleyişi gayet akıcı ve güzel. Ancak önceki oyunların aksine senaryo olarak çok yetersiz bir oyun var karşımızda.
Hikâye dallanıyor budaklanıyor ancak sonuç olarak hiçbir yere varmıyor. Hep düz bir çizgide ilerliyormuş hissi veriyor. Önceki oyunları oynarken sorduğumuz bu neydi? “Joker neden böyle yaptı?”, “Ne planlıyor?” gibi soruları soramıyoruz. Çünkü hikâye tek düze olarak ilerliyor. Bazı sürprizler var tabi ancak bunların cevaplarını oyun bize hemen veriyor. Üzerinde düşünmemize imkân bile tanımıyor.
Hikâyenin sözde sürpriz olması gerek kısımları oyunun en başından tahmin edilebiliyor. Bu durum birbirinin aynısı olan yan görevlerle birleşince oyunu oynanamama isteği uyandırıyor. Hikâye esnasında karşılaşacağımız Penguin, Two – Face, The Riddler, Scarecrow gibi önceki oyunlardan aşina olduğumuz düşman karakterlerin yanında daha önce duymadığımız Arkham Knight isimli yeni bir karakter bizlere eşlik ediyor.
Arkham Knight konsept olarak Batman’a çok benzeyen bir karakter olarak ön plana çıkıyor. Ancak hikâye ilerledikçe kim olduğu çok kolay tahmin edilebilir bir hal alıyor. Bu durum oyunun son kısımlarında bulunan Arkham Knight’ın kimliğini açıklanması sahnesi yaşanacak büyük sürprizi olumsuz etkiliyor. Çünkü, Arkham Knight’ın kim olduğunu oyunun 5.saatinde dolaylı olarak oyun bize söylüyor. Bu durum ileride can sıkıcı oluyor. Çünkü, oyun zaten bildiğimiz şeyleri bize sürprizmiş gibi sunmaya çalışıyor. Hikâyede bazı görevlerde Nightwing, Robin, Azrael, Catwoman gibi karakter bize eşlik ediyor. Ancak bu bölümlerin sayılarının kısıtlı ve kısa sürmesi oyunun hikayesine negatif etki yapıyor.
Yıllardır gördüğümüz Batman’ın sakin ve kendinden emin tavrı bu oyunda yok. Bazı durumlarda kafasına göre mantıksız kararlar veriyor. Sanırım yapımcı stüdyo bu durumu hikâyede sürprizler olsun diye eklemiş. Ancak karakterin yapısını değiştirerek hayranları sinir krizine sokabileceklerini düşünmemişler. Serinin son oyunu olduğu için oyun açık kapı bırakmayacak bir sonla bitiyor. Ancak eğer oyunun hikayesini bitirdiyseniz ama oyun içerisinde bulunan birbirinin aynısı olan yüzlerce görevin hepsini bitirmediyseniz oyunun jenerik kısmını göremiyorsunuz. Ve oyun ortada bitmiş ve siz yarıda kalmışsınız gibi bir his uyandırıyor. Bu durum benim sinirimi bozmuştu açıkçası çünkü hikayenin finali alakasız bir durum ortaya çıkarıyor. Bence hikaye kısmını bitirdikten sonra yan görev yapmaya zorlamak gereksiz bir durum olmuş.
Batman Arkham Knight tüm bu olumsuz yanlarına rağmen atmosferi, çeşitliliği, hikayesinin bir sona ulaşması gibi yönlerden serinin hayranı birçok insanı tatmin etmiştir. Eğer hikâye yönünden biraz daha tutarlı bir olay akışı deneselerdi bence serinin kapanışı için çok daha güzel olurdu. Ancak elimizde kesinlikle kötü bir oyun yok. Elimizde oynanışıyla, atmosferiyle oynanabilecek güzel bir oyun var. Kesinlikle oynanması gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum.
Comments