Sansasyonel çıkış ile tüm dikkatleri üzerine çeken Cyberpunk 2077, aradan geçen 3 yılda bayağı yol katetti. 26 Eylül 2023’de çıkış yapan genişleme paketi Phantom Liberty, hem içerik hem de teknik anlamda oyunun zirvesi diyebiliriz. Gelin şimdi Cyberpunk 2077: Phantom Liberty genişleme paketinin tüm detaylarına göz atalım.
Sessiz sedasız büyüyen bir oyun şirketi: CD Projekt RED
Polonyalı video oyun şirketi CD Projekt RED, oyun sektörüne girmeden önce korsan oyun ve içerik satıcılığı yapan küçük bir dükkan gibiydi. The Witcher 3: Wild Hunt gibi kült bir yapımın sahibi olan şirket, beklenmedik biçimde nerdeyse kitaplarla yarışır bir oyun yapmış, oyun dünyasına da miras niteliğinde bir eser bırakmıştı. Tam da o zamanlarda, internette sessizce büyüyen fragmanlarda boy göstermeye başladı.
CD Projekt RED, Blade Runner filminden ve dönemin ünlü mangası olan Cyberpunk serisinden sahip olduğu bilgisiyle, Cyberpunk 2077 isminde devasa bir RPG oyununu önümüze sermeye hazırlanıyordu.
Nefesler tutuldu, takvimler geldi geçti, elinde Witcher 3 kozu olan şirket, büyük bir işe koyulmuş ve gelecekte geçen bir açık dünya RPG oyunu için kolları sıvamıştı, kapalı kapılar altında bir şey yapılıyordu ve oyuncuların beklentisi oldukça yüksekti.
Cyberpunk 2077’nin çıkışı, 10 Aralık 2020
Nihayet o gün geldi çattı. Yıllardır beklediğimiz Cyberpunk 2077, içerisinde bir dünya bilinmezlikle, heyecanla oynanmayı bekliyordu. Ana karakterimiz V, ‘’Göçebe, Sokak Çocuğu ve Şirketçi’’ olmak üzere üç ayrı karakter hikayesine sahip, oyunun başladığı yerde bu seçimlerimize bağlı olarak değişiyor.
Keanu Reeves abimizin verdiği heyecan ve merak duygusuyla, tüm dünya pandeminin ortasında eve kapanmışken, çok uzaklardan gelen bir tanıdığımız gibiydi bu oyunun çıkışı. Evet, böyle özetleyebiliriz. Çünkü bu tadı ancak bir oyunun çıkışını hasretle bekleyen oyuncular anlar ve biz de iyi biliyoruz ki bu heyecan kırk yılda bir gelir.
Oyunun hatalarına, optimizasyon ile ilgili problemlere değinmeyeceğiz zira son yıllarda piyasaya çıkmış hiçbir oyun harika bir optimizasyon ile gelmedi karşımıza, kaldı ki CD Projekt yama üstüne yama ve güncellemeler getirerek oyunu başka bir seviyeye taşıdı. Biz burada oyunun bize hissettirdiklerini anlatmaya çalıştık. Night City’de geçirdiğimiz geceler, Johnny Silverhand ile kaderimizin kesişmesi ve bizce oyunu özel kılan o parça: Never Fade Away… Spoiler vermeden kısaca böyle özetleyelim ana oyunu. Şimdi gelelim başımızdan geçen onca maceradan sonra, Phantom Liberty’e.
Dogtown’da bir ağgezer
Ana oyunda gittiğimiz o upuzun yoldan sonra, telefonumuz çalıyor, Songbird isminde bir ağgezer bize Johnny’le olan sorunumuzu bildiğini ve buna çözüm bulabileceğini söylüyor. Bu söyleme elbette pek inanmıyoruz da V hiç vazgeçer mi?
Gidiyoruz Dogtown denen kasabaya. ‘’Buraya polis giremiyor he, belalı mahalle bak!’’ algısı daha kapıda sarıyor bizi. Başka bir yol bulup epey dolandıktan sonra nihayet çıkıyoruz gün ışığına ama o da ne? Bir uçak kazasına şahit oluyoruz ve YABD başkanı Myers ile yolumuz kesişiyor. Hikayeye bodoslama dalmıyoruz ama olaylar gelişirken uzun bir görevi bitirir gibi hissediyoruz.
Phantom Liberty’nin fragmanında gördüğümüz yemini ediyor ve görevimize başlıyoruz. Uçak kazasını araştırırken, o kargaşada Songbird ortadan kayboluyor, Myers işkilleniyor haliyle, ‘’Git bir bak, ne oldu bizim kıza? Umarım başına kötü bir şey gelmemiştir.’’ diyerek bize eski bir dostunun telefonunu veriyor, Solomon Reed. Eski dostumuza telefon açmak için gitmemiz gereken Caliente adında küçük bir dükkana varıyoruz. Bizi burada tatlı bir Easter Egg karşılıyor bu arada, aramaya inanın, yüzünüzü güldürecek.
Bu arada Johnny de oyun boyunca mizahını konuşturuyor, önemli olaylara yorumunu yapıyor. Reed ile buluştuktan sonra Myers ile bulduğumuz bir karargah benzeri eve gidiyoruz, Dogtown’u bir güzel izleyebildiğimiz bir yere. Reed ilk başlarda bize pek sıcak gelmiyor, verdiğimiz kararlar zaten bunu şekillendiriyor, havada kalan bir diyalog yok. Songbird, oyun bittikten sonra Google’da ‘wallpaper’ olarak arayıp masaüstünü şenlendirmek isteyeceğiniz türden bir karakter, akılda kalmasından ziyade onun da kendine has bir mücadelesi var ve ana oyunun aksine çok daha karanlık, kasvetli bir hikayenin içinde buluyoruz kendimizi.
Tamam, ilk oyunda Johnny ile hayatta kalmaya çalışıyorduk ama bu hikayede bir şeyleri umut ederken yine tahminlerimizi ters köşeye yatıran olaylar çıkıyor karşımıza ve her bir karakterin ‘’kabul edilebilir’’ sebepleri var, ‘’Hayatta kalalım da kim ne yapıyorsa yapsın abi!’’ kavgası değil bu seferki. Dogtown’u himayesi altına almış birinin peşine düşüyoruz ama hikayede en çok beğendiğimiz şey, başından sonuna giderken yaşadığımız olay örgüsü, o merak duygusunu hem çok güzel besliyor hem de seçimlerimizde ‘’acaba bunun sonuçları ne olacak’’ diyorsunuz. Oyunda pek de hafif olmayan bir depresyon havası var, oynanış sırasında gelip yokluyor bazen. Bir ara oyunda mıyız yoksa film mi izliyoruz hissine bile kapıldık.
Maceramız sadece Dogtown ile de kısıtlı değil, tekrar Night City’e dönmemiz gereken görevler de yapıyoruz, Dogtown’da sıkılmasınlar diye böyle bir fikir üretmişler galiba. Genişleme paketi bize yeni silahlar, yeni araçlar ve kıyafetler sunuyor tahmin edeceğimiz gibi ancak bizi asıl büyüleyen şey; müzikleri. Hele o dövüş müziği yok mu? Bayılacaksınız, CDPR yine mükemmel bir iş çıkarmış diyeceksiniz…
Yapay zekadan gerçek bir diyalog örgüsüne: Diyaloglar detay olarak bolca genişletilmiş ve tam kıvamında bir sekans yapılmış, karakterlere görevler hakkında daha derin detaylar sorabiliyor veya bir-iki kelime fazladan sohbet ediyoruz. Bu küçük değişim gözümüzden kaçmadı.
Dolu dolu yan görevler
Bay El ile araba işi yapıyoruz bol bol, ilk oyundaki Delamain görevlerini hatırlatmak istemişler belli ki, fakat korkmayın, bunlar direkt görev olarak değil, gezinirken karşımıza çıkan araçlar.
Yan görevler oldukça tatmin edici, aman diyelim speedrun yapmayın çünkü tıpkı Witcher genişleme paketi gibi akıyor oyun. Kulaklığı taktığınızda ekran karşısında değil de o karakterin yanında gibi hissetmeye çalışıyorsunuz, sizi içine çekmeyi başarıyor kısaca.
Bir görevden diğerine giderken, enfes radyo ve eşsiz grafiklerin tadını çıkarıyoruz. Bazen çalan parça hoşumuza gidiyor ve hızlı seyahat yerine araçla dalıyoruz bir yolculuğa. Neon ışıklarla süslenmiş kurgusal bir şehirde kaybolmak ya da countryside denen yollarda yağmurla dans etmek. Oyunun en güzel taraflarından biri işte bu; ister çatışmaya gir, tozu dumana kat, ister atla bir arabaya şöyle bir kafa dağıt, özgürsün.
Oyunu bitirdikten sonra boşluğa düşebilirsiniz çünkü o kasvetli teması ‘’Oh be, bir oyunu daha bitirdik’’ hissi değil, monitöre uzun uzun baktıracak cinsten bir duygu yaşatıyor. Hikayeyi bitirdikten sonra bizi daha net anlayacaksınız.
Dövüş mekanikleri nasıl olmuş?
Ana oyunun aldığı en büyük güncelleme olan 2.0 paketiyle birlikte, dövüş mekaniklerindeki çoğu hata giderilmiş ve özellikle polis yapay zekası önemli ölçüde düzeltilmiş. Düşmanlar çatışma başladığı an siper alıyor , kafalarını kolay kolay çıkarmıyorlar. Her şey bir kenara dursun, çatışma anında çalan müzik bile sizi içine çekip götürüyor, bunu abartısız söyleyebiliriz, zaten oynadığınızda bize hak vereceksiniz.
Genişleme paketinin bize sunduğu yeni silahlar, yeni geliştirme parçaları bu pastaya biraz daha krema eklemek gibi olmuş, üstüne üstüne katmış yani, ‘’bu olmasaydı da olurmuş, ne gerek vardı’’ demiyorsunuz. Yakın dövüş mekanikleri de bir o kadar akıcı ilerliyor, Mantis Blade ile oynadığınızda Cyborg oluyorsunuz adeta. Relic yani karakter ağacında yeni geliştirmeler ile Edgerunners karakterine dönüşebiliyoruz. Zira en çok geliştirmeyi bu kısım almış oyunda ve inanılmaz bir çeşitlilik eklenmiş.
Optimizasyon ne durumda?
Eylül ortasında sunulan 2.0 güncellemesiyle birlikte, oyunun radikal anlamda düzeldiğini görüyoruz. Birçok şeyi yeniden yapmışlar resmen. Fakat yine de hatasız bir oyun değil tabii ki, komik buglar çıkıyor bazen. Biz Phantom Liberty paketini oynarken oyun kıran bir hata veya çökme gibi sorunlarla karşılaşmadık. Oyun kesinlikle oynanabilir durumda, içiniz rahat olsun. Ayrıca oyun geliştiricilerinden internete sızan haberlere göre, 2.0 güncellemesi ve Phantom Liberty artık Cyberpunk 2077 için son durakmış, şirket bundan sonra yeni projelere odaklanacağını belirtmiş.
Değerlendirme
2020 evresinde yaptığı sansasyonel çıkış ile tüm dikkatleri üzerine çeken Cyberpunk 2077, aradan geçen 3 yılda bayağı yol katetti. Cyberpunk: Edgerunners animesiyle yavaş yavaş kaybolan heyecan geri dönerken, aradan çok zaman geçmeden 2.0 güncellemesi ve Phantom Liberty DLC getirildi. Bu tabloya baktığımızda CDPR her yıl oyunu bize hatırlattı aslında, bunu takdir etmek lazım.
Eğer siz de distopik bilim kurgu alanına ilgi duyuyorsanız ve oyunun çıkışından sonra 1-2 yıl geçsin oynarız, o zamana zaten düzelir fikrindeyseniz, artık tam zamanı diyebiliriz. Ana hikayeye baştan başlayıp genişleme paketini de dahil ettiğinizde epey uzun bir serüven yaşayacak, bolca Easter Egg ve Blade Runner’dan esintiler göreceksiniz.
Bakalım CD Projekt’in bir sonraki bilim kurgu temalı oyunu ne zaman gelecek, neler göreceğiz.