By Ultra zenginlerin golf sahasına dönmüş dünyamızda son bir kez golf oynamaya ne dersiniz? Golf Club Wasteland’de dünya büyük bir olay sonucunda harap olmuş. Ultra zenginler Mars’taki Tesla Şehrine kaçmış ve ara sıra zevk için dünyanın harabelerinde golf oynamaya başlamışlardır. Biz ise dünyaya son bir kez golf oynamak için geri dönüyoruz ve maceramız burada başlıyor. Bize bu yolculukta Mars’tan yayın yapan Radyo Nostalji eşlik ediyor. Mars’a kaçmayı başarabilen insanların dünyadaki anılarını anlattıkları Radyo Nostalji bölümü sayesinde, kurtulanların nasıl şartlarda yaşam mücadelesi verdiğini öğreniyoruz. Ve Golf Club Wasteland maceramız bu şekilde gelişiyor.
- Golf Club Wasteland ile 2 boyutlu sakin bir golf macerası bizleri bekliyor.
- Bilimkurgu atmosferi yoğun şekilde kullanışmış.
- Kendine has müziklere sahip bir radyo kanalı eşliğinde ilerliyoruz.
- Oyun, 3 farklı zorluk seviyesi ile herkese hitap ediyor.
Golf Club Wasteland, 2018 yılında mobil cihazlara, 3 Eylül 2021 tarihinde ise PC, PS4, Xbox One ve Nintendo Switch platformlarına çıktı. Untold Tales tarafından yayınlanan ve Demagog Studio‘nun da geliştirdiği Golf Club Wasteland, Unity oyun motorunu kullanarak yapıldı.
Dünyamızın son kalıntıları
Golf Club Wasteland başından sonuna kadar 2 boyutlu, basit yapısını koruyor. Bu basit yapı doğru renk tonlamaları, devasa yapılar, neon ışıkları ve derinleştirilmiş arka planlar ile iyi gözükmeyi başarıyor. Terk edilmiş binalardan, çürümüş tanklardan ve harap olmuş yapılardan Dünyanın çivisinin çıktığını anlayabiliyorsunuz. Oyun, minimalist görsel tarzını doğru gölgelendirme ve tonlar ile zenginmiş gibi göstermeyi başarabilmiş.
Ana karakterimiz ve golf topu dışında hareket eden pek bir şey olmadığı için animasyonlara çok fazla ilgi göstermemişler. Ana karakterimiz zaten çoğu zaman sırtındaki jet pack’i ile seyahat ediyor. Kısa mesafelere yürüdüğünde ise eski animasyonlardaki gibi düşük saniye kare oranı ile hareketini gerçekleştiriyor. Top fiziği bir golf oyununda olması gerektiği gibi yani iyi. Golf Club Wasteland’de mekan çeşitliliği zayıf kalmış. Ama kısa oyun süresi ile bu açığı pek hissetmiyorsunuz. Ana karakterimiz ve diğer canlıların tasarımları da gayet hoş. Menüler ve oyun ekranı genele uygun şekilde son derece basit ve minimalist.
Görsellikte oynanışımı baltalayan tek şey arada sırada ön planların oyun ekranımı kaplamasıydı. Mesela topun düştüğü yerin önünde görsel süs amaçlı 2 boyutlu demirler vardı. Bu demirler topun nerede olduğunu görmeme engel oldu. Oyunda kamerayı istediğiniz şekilde yönetebiliyorsunuz. Yani bu sorunu atlatabilmek kısmen de olsa mümkün. Fakat bu sorunla oyun boyunca 3-5 kez karşılaşınca oyunu test ederken hiç mi denk gelmediler diye sorgulamadım değil. Golf Club Wasteland’in kullandığı renkler ve tercih ettiği stiller sebebiyle görsel tarzını genel olarak başarılı buldum.
Kulaklık İle deneyimleyiniz
Golf Club Wasteland’i ilk açışımda oyunu kulaklık ile deneyimlemenizi öneririz uyarısı ile karşılaşmıştım. İlk başta bu uyarıyı dikkate almadım. Golf Club Wasteland’de Dünyaya ayak bastığımız andan itibaren Radyo Nostalji bizlere eşlik ediyor. Açılış konuşmasının ardından güzel bir parça ile başlangıç yapıyoruz. Oyunu ses sistemi ile oynadığım bu sırada evdeki kedilerin aşırı ses çıkarmasından rahatsız olarak kulaklığımı taktım. Ve yapımcıların kulaklık uyarısını koyarken bir bildiklerinin olduğunu farkettim. Ses teknolojilerinden hiç anlamam ve bunu size nasıl açıklayacağımı bilemiyorum ama kulaklığı taktığım an radyoda çalan müziğin etkisi bile bir başka oldu. Ses dizayncıları oyunu gerçekten de kulaklıkla oynamamız için tasarlamışlar.
Mars’tan sıcak bir ses: Radyo Nostalji
Golf Club Wasteland hikayesinin büyük kısmını radyodaki konuşmalar aracılığı ile aktarıyor. Bu yüzden radyo kısmına epey kasmışlar. Oyunun ilk yarısında radyoda çalan müzikler epey hoşuma gitse de diğer yarısındakiler benim zevkime hiç uymadı. Elbette bu kısım tamamen subjektif. Radyoda çalan tüm şarkıların oyun için bestelendiğini belirtmek isterim. Yani oyunun güzel bir soundtrack’i var. Radyodaki müzikler dışında sunucumuzun sesi ise gayet iyi ve rahatlatıcı bir tona sahip. Dünyadan kaçışı ve Mars’taki hayatı anlatan programa katılan insanlar sayesinde, oyun dünyası hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Bu kişileri hiç görmesek bile konuştukları diller ve aksanlar sayesinde farklı milletlerden olduklarını anlayabiliyoruz. İrlandalısı, Rusu, Fransızı, Latin Amerikalısı derken hem anlatılan hikayeler hem de çalan parçalar çeşitlilik kazanmış oluyor. Bütün bu sesleri kulaklıkla duyduğumuz için ise radyo atmosferini yakalamayı başarıyoruz.
Ana karakterimizin hareket ederken çıkardığı ıkınmalar dışında herhangi bir sesi bulunmuyor. Golf topunu atmaya hazırlanırken ki çıkan metalik sese ise bayıldım. Golf topunun düşme sesi sıvı yüzeyler hariç hep aynı. Burada ufak bir tembelliğe kaçılmış. Cam kırılması, sırtımızdaki roketin çalışması, rüzgar uğultusu gibi efekt sesleri bu tarz bir bağımsız yapım için yeterli seviyede. Golf Club Wasteland ses ve müziklere büyük bir önem göstererek ortaya iyi bir iş çıkartmış.
Farklı zorluklara sahip bir golf deneyimi
Golf Club Wasteland son derece basit bir oyun yapısına sahip. 2 boyutlu bölümlerde, engelleri aşarak golf topunu deliğe sokmaya çalışıyoruz. Oyunun mekaniksel olarak tüm olayı bu. Topu nereye atarsak karakterimiz de oraya gidiyor. Yani karakteri istediğimiz şekilde yönetemiyoruz. İlk başta hiçbir engel olmaksızın sakin ve basitçe tamamlanan bölümler ileride engellerle karşılaştığımız daha uzun dizaynlara evriliyorlar.
İlk baştaki 2-3 kısa bölümü geçtikten sonra oyun bizden zorluk seçmemizi istiyor. Story Mode, Challenge ve Iron Mode olmak üzere 3 farklı zorluk seçeneğimiz var. Story Mode oyunun kolay seviyesi. Kendinizi hiçbir baskı olmadan, oyunun atmosferine ve hikayesine kaptırıp gidiyorsunuz. Benim oynadığım Challenge’da normal golf sporunda hesaplanan puan sistemine benzer bir tablo var. Bölümleri kaç vuruş yaparak, ne skorda geçtiğinizi görebiliyorsunuz. Iron Mode ise golf oyunu uzmanlarının işi. Topunuz suya veya zarar görebilecek bir yere giderse oyuna ilk bölümden başlamak zorunda kalıyorsunuz. Ve bölümleri bitirmek için sınırsız vuruş hakkınız bulunmuyor. Yani tam bir hardcore modu.
Oyunu ilk oynayışımda golf topunun ne kadar şiddetle hangi yöne gideceğini kestirmekte zorluk çektim. Bu yapıya alıştıktan sonra ise bölümleri bazen şansıma kolaylıkla, bazen şanssızlığa kapılıp epey uğraşarak bitirdim. Eğer bir yerde takılırsanız bölüme baştan başlama seçeneğiniz bulunuyor. Topu deliğin yakınına götürünce oyun bir sonraki bölüme geçebilirsin uyarısında bile bulunuyor. Yani yapımcılar zorluk istemeyenleri de düşünmüşler. Zor bir deneyim isteyenler için ise zaten Iron Mode’u mevcut.
Xbox Series X konsolunda oynadığım Golf Club Wasteland’in kontrollerinde herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Zaten sol stick ile ayar verme, topa vurma ve kamerayı yönetme dışında başka bir opsiyonumuz da bulunmuyor. Golf topunun açısını ayarlarken yer yer sıkıntı yaşasam da ayarlara girip stick hassasiyetiyle biraz oynayınca bu sorunumu da çözdüm.
Çeşitlilik
Bölüm çeşitliliği bu süredeki bir oyun için tam yerinde olmuş. Oyun ilk 1 saatten sonra azıcık tekrar etmeye başladı derken, hemen yeni mekanlar ve zorluklar sunmaya başladı. Görsel yönü kuvvetli yapılar ve değişen engeller ile tempo korunmayı başarmış. Oynama süresi daha uzun olsa muhtemelen bayıcı bir ilerleyişe girecekti. Demem o ki oynanış süresi, çeşitliliğe bağlı olarak tam tadında olmuş.
İlk başta dümdüz olan bölümler ilerledikçe engellere kavuşuyor demiştim. Bu engellerin başında su, kum tepeleri, uçurumlar, rüzgar ve hayvanlar bulunuyor. Evet hayvanlar ne hikmetse bunca şey yaşanan dünyada hayatta kalmayı başarabilmişler. Zürafası, ineği, sincabı tüm hayvanlar topunuzu gördüğü an almaya çalışıyorlar. Bu engeller oyunun çeşitliliğindeki en önemli yapı taşını oluşturuyor.
Değerlendirme
Golf Club Wasteland’in basit bir golf oyunu olmasının yanında bir de anlatmak istediği bir hikayesi var. Daha önce de söylediğim gibi Radyo Nostalji oyun boyunca bizi hiç yalnız bırakmıyor. Radyo frekansı çekiyorsa Radyo Nostalji de bizlerle oluyor. Dünyadan kaçan zenginlerin eski yaşamlarına duyduğu özlemi, kaçış anlarını ve Mars’taki yaşam mücadelerini dinlemek, deliğe top atmaya çalıştığımız bir oyuna anlam kazandırmayı başarıyor. Mesela insanlar kısıtlı sudan dolayı duş alma sürelerinin kısalığından epey şikayetçiymiş. Ya da birisi yatacak yeri olmadığından yakınıyordu. Marsı hiç görmesek bile bu hikayelerden orası hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. Bu hikayelerin Dünyada anlatılanları ise benim hiç ilgimi çekmedi. Zaten bildiğimiz ya da beni etkileyemeyen hikayeler bir de üstüne uzun uzun anlatılıyordu. Bu kısımlarda epey sıkıldım.
Bölümlerde belli başarımlara ulaşınca ana karakterimiz tarafından yazılan günlük satırlarına erişebiliyoruz. Burada biraz da olsa karakterimiz hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Çünkü ana karakterimizin Dünyaya neden döndüğü ve golf oynadığı hakkında bir fikrimiz bulunmuyor. Bu yöntem son zamanlarda çıkan bir çok oyun tarafından kullanılıyor. Golf Club Wasteland de bir şey anlatmadan sizin ona ilgi göstermenizi istiyor. Bu tercihten hoşlanmadım. Ama oyunun asıl odağı burası olmadığı için çok da büyük bir eksi olu
şturmuyor. Bu arada oyunu bitirdikten sonra karakterimizin geçmişini anlatan güzel çizgi romanımsı bir sekans bulunuyor. En azından akılda soru işareti bırakmadan hikayeyi düzgünce tamamlamışlar.
Golf Club Wasteland basit ama iyi mekanikleri, farklı müzikleri, zayıf hikayesi ve sıkmayan kısa oynanış süresi ile beni tatmin etmeyi başardı. Ben sürekli oynadığım büyük oyunların yanına ara bir aperatif olarak tükettim. Düşük beklenti ile oyunu keyifle bitirdim. Dijital platformlardaki uygun fiyatı sebebiyle farklı bir oyun arayışındaysanız kesinlikle denemenizi tavsiye ederim.
