Geçmişe kısa bir yolculuk yaparak bağımsız oyun geliştirici bir firma olan Wadjet Eye Games’in 2006 yılında çıkardığı The Blackwell serisine göz atıyoruz. The Blackwell Legacy ile başlayan bu esrarengiz maceraya ortak olmak istiyorsanız hikayemiz başlıyor.
- The Blackwell serisi 2006-2014 yılları arasında çıkan beş oyundan oluşuyor.
- Serinin hikayesi, genel olarak, hayaletlerin öteki dünyaya gitmelerine yardım eden medyum bir serbest gazeteci etrafında şekilleniyor.
- Oyunu Microsoft Windows, OS X, Linux, iOS, Android platformlarında oynayabilirsiniz.
Şüphesiz point-click adventure türü oyunlar, oyuncuların gönüllerinde taht kurar. Geçmişe kısa bir yolculuk yaparak bağımsız oyun geliştirici bir firma olan Wadjet Eye Games’in 2006 yılında çıkardığı bu 2D oyuna göz atıyoruz. İlk oynadığım dönemde bana oldukça keyif vermiş The Blackwell Legacy’i tekrar oynama fırsatını yakaladığımda point-click adventure ateşi içimde körüklendi.
Grim Fandango, Maniac Mansion ve Full Throttle gibi klasiklerin yanında The Blackwell Legacy “modern” bir oyun. Blackwell serisi toplam beş oyundan oluşuyor. 2006 – 2014 yılları içerisinde çıkan oyunlar sırasıyla: The Blackwell Legacy, Blackwell Unbound, The Blackwell Convergence, The Blackwell Deception ve The Blackwell Epiphany.
Serinin ana hikayesi bir medyum olduğunu keşfeden Rosangela Blackwell’in ve ruhani rehberi olan hayalet Joey Mallone’nun, öbür dünyaya geçişlerine yardım etmeye çalıştıkları hayaletleri konu alıyor. Dave Gilbert tarafından kaleme alınmış, ustaca işlenmiş bir hikaye.
Serinin tüm oyunları kısa bir oynayış süresine sahip (yaklaşık olarak her oyun 2-3 saatlik) ancak hikaye, karakterler ve 90’ların sonlarını anımsatan piksel grafikleriyle nostaljik bir havaya sahip oluşu Blackwell serisine şans verilmesini hak ediyor. Ancak dürüst olmam gerekirse oyunun grafikler konusunda tek eksi tarafı seri boyunca grafik stilinin değişikliklere uğraması.
The Blackwell serisini oynayabileceğiniz platformlar ise şöyle: Microsoft Windows, OS X, Linux, iOS, Android.
The Blackwell Legacy
Serinin ilk oyunu, The Blackwell Legacy, New York şehrindeki yalnız, sosyal açıdan içedönük serbest bir yazar olan Rosangela Blackwell’in 25 yıl akıl hastanesinde komada kaldıktan sonra vefat eden halası Lauren Blackwell’in ardından değişecek olan hayatını konu almakta.
Rosangela için halasının ölümü hayatındaki bir bölümün finali gibi görünüyor olsa da aslında çok daha büyük bir bölümün başlangıcıdır. Rosangela aklının ucundan dahi geçmeyecek bir aile mirasına -veya lanetine- sahiptir: Joey Mallone.
Rosangela “Rosa” Blackwell. Tuhaf, kendinden emin olamayan genç bir kadın. İletişim konusundaki beceriksizliğiyle kendini ister istemez yabancılaştıran bir karakter. Özgürlüğü aslında izolasyon gibi görünen, kusurlara sahip biri. İşte sırf bu yüzden ‘gerçek’ bir karakter. Seri boyunca en çok zaman geçireceğiniz ve karakter gelişimine tanıklık edeceğiniz ana karakter Rosa. Komşuna soru sormak istediğinde sırf kalabalığın dikkatini çekmemek için tereddüt eden bir oyun karakteri, bana kalırsa her ne kadar oyun mantığıyla düşününce oynayışı yavaşlatıyor olsa da bu tür bir durum gerçekçiliği yansıtmakta. Bunların ötesinde dürüst olmam gerekirse mizah anlayışı ve kahve düşkünü olmasından keyif aldım. Ve 1920’lerden fötr şapkalı, sarkastik hayaletimiz Joey Mallone. Rosa gibi Joey’nin de karakter gelişimi oyun serisi boyunca devam ediyor. Sert, alaycı bir kişiliğe sahip. Hayaletlere karşı olan ilgili yapısı Joey’nin ölümünün ardından kabullendiği gerçekliğiyle, onları topluluğu olarak görmesiyle başlıyor. Aslında yorgun ve hiç şüphesiz birçok şeyden bıkmış bir karakter. Özellikle 20 yıl boyunca konuşacak kimsesi olmadan bir hastanede kapalı kalmışken sert mizacı anlaşılabilir gelmekte. Tezat oluşturan iki karakterin, birbirlerine katlanmak dışında başka seçeneği yok, aralarındaki küçük atışmalar bir sitcom’u anımsatmakta.
Point-Click arayüzü basit ve etkilidir, sadece iki eylem gerçekleşir. Bak ve Etkileş. Deneyimli macera oyuncuları için şaşırtıcı olan tek fark Legacy’deki envanter öğelerini kullanamayacak olmaları, aksine Rosangela eyleme uygun bir öğe taşıyorsa ilerleyiş kaydetmekte. Ancak bu ciddi bir kısıtlama yaratmıyor çünkü Legacy’de sadece birkaç envanter bulmacası var.
Legacy’nin bulmaca mantığı Rosa’nın defterine yazdıklarına dayanıyor. Bir konuşma sırasın da veya çevresini incelerken öğrendiği bir şeyi, ipucu olarak defterine not almakta. Rosa konuştuğu kişilere bulduğu ipuçlarına dair sorular sorabilir, bunları Joey ile tartışabilir, internet üzerinden araştırabilir hatta yeni ipuçları üretebilmek için birleştirebilir. Bulmacalar genel olarak iyi. Kolay ve zorun harmanlaşmış güzel bir karışımı.
Oyun oldukça kısa ve genel olarak karakterlerin aralarında geçen konuşmalarıyla geçiyor. Ancak daha öncede belirttiğim gibi hikayenin ilgi çekici olması bu kısmı göz ardı edilebilir kılıyor. Konuşmalar seçimlere sahip ancak Rosa ne söylerse söylesin aynı şekilde ilerlemekte. Ama farklı ilerleyişlerde mevcut ve oyun sonunda küçük değişikliklere neden olabilmekte.
Blackwell Unbound (2007)
Serinin ikinci oyunu, Blackwell Unbound, yıl 1973. Saksafon melodileri, sonu yokmuş gibi gece göğüne yayılan sigara dumanları, bir biri ardına gerçekleşen sıra dışı olaylar. Unbound, oyuncuları aksiyonun içine atarak çok daha hızlı bir tempoyla hikayesine başlıyor. Blackwell Unbound, Joey Mallone’nun ruhani rehberliğini yaptığı bir önceki medyum (ve Rosa’nın halası) Lauren Blackwell’i merkezine alarak, zamanda otuz yıl kadar geriye atlamakta. 1973’te sıcak bir yaz gecesinde Lauren ve Joey, iki farklı davayı çözmeli ve ardından hayaletlerin hikayeleri arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmalıdır.
Lauren Blackwell, Rosa’nın aksine kendinden emin, agresif ve daha az tuhaf bir karakter. Melankolik yapısı, arkası kesilmeden içtiği sigaralar (oyun sonunda Lauren’nın içtiği sigara sayısını gösteren bir sayaç var) dışında Lauren’i derinlemesine tanıma fırsatı bulamıyoruz. Ama hiç şüphesiz 70’lerin başında Manhattan’da karizmatik bir medyum kendisi. Joey Mallone’nun otuz yıl önceki karakterine bakacak olursak Rosa’yla olan iletişimi, Lauren Blackwell ile de gerçekleşmekte.
Bazı yönlerinden dolayı daha keyifli bir oyun olan Unbound oynayışında envanter bulmacalarından kaçınarak, yerine konuşmalar içerisinde ki zorluklara odaklamakta ve ipuçları toplamayı vurgulamakta. İlk oyunun aksine Joey’nin de kontrolüne sahip olduğumuz oyunda, Lauren ve Joey’nin birbirinden farklı yeteneklerini bulmacalarda birleştirerek, çözümler üretmekteyiz. Joey Mallone’nun oyuna entregre olması dinamiği arttırmakta.
Ancak ilk oyundaki defter sistemi Unbound’da oldukça indirgenmiş durumda. Defter artık diyalog konularını listeleyen bir araç. Çoğu ipucu artık deftere yazılmamakta. Oyunun eksi tarafı olarak görebileceğimiz detaylardan biri. Oyuncunun kendi başına hatırlaması gereken çok fazla ipucu olması bulmacalarda zorlayıcı olabilmekte. Ancak iki dava içerisinde bağımsız şekilde araştırma yapabilme özgürlüğü rahatlatıcı. Blackwell Unbound, grafik açısından seriyi bir adım geriye atmakta. Konuşmalar içerisinde karakterlerin yakın çekimi kaldırılmış ve pikselleşme ise gereğinden fazla.
The Blackwell Convergence (2009)
Blackwell Convergence ilk oyundan altı ay sonrasında geçmekte, medyum Rosangela Blackwell ve hayalet Joey Mallone kendilerini hayaletlerin izini sürmeye adamış ve onları diğer tarafa geçmeleri konusunda, kelimenin tam anlamıyla ışığa doğru ilerlemelerine yardımcı olmak için çaba sarf etmektedirler.
Serinin üçüncü oyunu The Blackwell Convergence envanter sistemini önceki oyunlara göre geliştirmiş durumda. Seride ilk kez öğelerin kullanılabilirliğine değinmemek olmaz. İlk iki oyunda olduğu gibi, oyun boyunca keşfedilenleri ve ipuçlarını içeren bir defter var. Önceki oyunlarda bulmacaları çözmek için defterin içerisindeki bağlantıları birleştirmek gerekiyordu. Convergence’te bu durum tamamen kaldırılmış ve defteri sadece basit bir not listesi olarak görmekteyiz. Convergence, grafiksel açıdan muhteşem. Animasyonlu yakın çekimler, mekanlar dikkat çekiciliği ve ayrıca ses efektleri konuşunda güçlü bir girişim var.
The Blackwell Deception (2011)
Rosangela Blackwell (muhtemelen New York Şehri’nin tek medyumu) ve hayalet ruhani rehberi Joey Mallone, öldüklerinin bile farkında olmayan hayaletlere yardım etmeye devam ediyorlar. Rosa, The Blackwell Deception ile beraber medyum yeteneklerini kartvizitlerini de çıkarttığı bir işe dönüştürmüştür. Bir hayalet hikayesi olmasına rağmen Deception ile beraber ana hikaye bir dedektif hikayesine de dönüşmekte.
Bir önceki oyunlara alternatif olarak oyun dinamiğinde Tab tuşuna basılarak karakterler arasında geçiş yapılabilme eklenmiş. Yan karakterlere tıklamak, seçim yapabileceğiniz bir dizi diyalogu ortaya çıkarmakta. Rosangela veya Joey ile oynarken diğer karaktere tıklamakta ayrıca yeni diyalog seçeneklerini ortaya çıkarmakta. Bulmacalar akıcı ve iyi tasarlanmış. Oyun ilerleyişiyle beraber zorlaşmaktalar ancak üstesinden gelinemeyecek kadar yüksek bir sınıra çıkmıyor. Önemli bir ipucu keşfedildikten sonra veya yeni bir karakterle tanışıldığında notlar otomatik olarak kaydedilmekte ve sonraki konuşmalarda erişilebilmekte. “MyPhone” aynı zamanda Rosa’nın internet aramaları gerçekleştirmesine, e-postalarını kontrol etmesine izin vermekte. Önceki oyunda araştırma yapabilmek için Rosangela’nın dairesine geri dönmek gerekiyordu. Deception’da belirgin bir retro havaya sahip ancak görseller, Legacy ve Convergence ‘ın bir kombinasyonu gibi görünmekte. Ancak halen estetik bir görünüşe sahip.
The Blackwell Epiphany (2014)
The Blackwell Epiphany, New York Şehri’nin önde gelen medyum/dedektif ikilisi Rosangela Blackwell ve Joey Mallone’nun sadece insanları öldürmekle kalmayıp, onların ruhlarını da yok eden biriyle ya da bir şeyle mücadele etmesini konu alıyor. Blackwell serisinin oyunları hikayeleriyle kendilerine has bir çarpıcılığa sahip ancak Epiphany, oyun serisini zirveye çıkaran bir sürükleyiciliğe ve duygu yüklü bir finalle son bulmakta. Sadece bir hayalet hikayesi değil aynı zamanda nostaljik ve gerçekliğiyle büyüleyici, dokunaklı bir drama hikayesi içerisinde olacaksınız.
Blackwell, seri olarak oynandığında en iyi deneyimi yaşatacaktır. Epiphany, hiç şüphesiz Rosa ve Joey’nin uzun yolculuğunun nereden nereye ilerlediğini göstermekte ve finali oyuncuya hissettirmekte. Epiphany, kişisel olarak seri içerisinde favori oyunum.
Serinin değinmeden geçmek istemediğim en iyi tarafı etkileyici soundtrack’leri ve karakter seslendirmeleri. Legacy’de elektronik orkestra olarak tanımlanabilecek değişken bir tarz hakimken Unbound 70’lerin melankolik Caz melodileriyle sizi geçmişe götürmekte. Convergence ile de oyun boyunca caz melodilerinin bir karışımıyla oluşturulmuş soundtrack dinlemekte olacaksınız. Deception’da da devam etmekte olan Caz melodileriyle beraber doğaüstü anlara uygun ürkütücü yükselişler ve farklı tonlar dikkat çekmekte. Epiphany’de ise melankolik saksafon teması bir önceki oyunlara benzer. Caz melodileriyle süregelen seri bir bütünlük içerisinde.
Karakter seslendirmelere gelecek olursak tek bir cümleyle ifade edilebilir, karakterlerle bütünleşmiş mükemmel seslendirmeler.
Comments