Until We Die -türe uzun zamandır uzak kalmış olan benim için- tadı damağımda kalan bir zevkti. Gerek Metro, Metal Slug ve Kingdom gibi yapımlardan esintiler barındırması, bunun yanında Pixeye Games’in özgün fikirleri ve ilgi çeken dokunuşları türü içerisinde kopya olarak nitelendirmemi değil kaliteli ve iyi bir yapım olduğunu dile getirmemin temel sebebiydi. Hatta Kingdom serisinde UWD’de olduğu kadar eğlenebilmiş değildim. Türün diğer oyunlarında tekrar tekrar oyunu deneyimlemek, yeni stratejiler geliştirerek bir sonraki oynayışta bitirmeyi hayal etmek beni cezbedemiyordu. Oysa Until We Die bunu o kadar kaliteli bir biçimde yapıyor ki su gibi akıp giden zamanı fark edemedim.
- Biraz Metro biraz Metal Slug esintileri…
- Discord’da ilgini çekecek bir sohbet başladı! (Bize katıl!)
- YouTube’da yorumlarınızı bekliyoruz. Videolarımıza göz at!
Until We Die İnceleme
Until We Die strateji ve kaynak yönetiminin metroidvania ile bolca harmanlanmış halini bizlere sunuyor. Issız, izbe ve bir o kadar da karanlık metro hattında, bir elin parmaklarını geçmeyecek yoldaşlarımız ile maceramız başlıyor.
Öncelikli amacımız metroyu her geçen gün daha da güçlenen yaratıklara karşı 28 gün kadar savunmak. Tabi başlangıçta emrimizdeki bir avuç insanla veya duvarları bile olmayan yerleşim alanımızla bunu gerçekleştirmemiz hayalperestlikten başka bir şey değil.
Kaynak yönetimi ise tam olarak bu sıralarda oyunun içerisine nüfüz etmeye başlıyor. Bir duvar inşa edeceğinizde, yeteri kadar parçam var mı? Drezin geldiğinde, tekrar göndermek için yeterli sayıda mantar kaldı mı? gibi soruları soruyorsunuz çoğu zaman kendinize.
Stratejinizi adım adım planlamanız ve elinizdekileri önceliklerinizi belirleyerek kullanmanız gerekiyor. Kaynaklardan ziyade çoğu zaman yeterli sayıda askerinizin olmaması da canınızı sıkan bir diğer durum. Neyse oraya geliriz birazdan…
Until We Die kaynaklar
Şimdi nedir bu kaynaklar, ne kadar önemlidir sorularını yanıtlamaya geçeyim yavaştan. Until We Die oyunun can damarı olarak nitelendirilen 3 kaynağı (parçalar, mantarlar, araştırma şişeleri) bizlere sunuyor ve oyundaki hemen hemen her türlü geliştirmeyi bu kaynaklar üzerinden yapıyoruz. Kampımızda inşa edilecek bir binadan tutun duvarları yaratıkların diş geçiremeyeceği bir üst seviyeye getirirken bile parçalara ihtiyacımız oluyor.
Mantarlar ise daha çok aramıza yeni insanlar katmak veya ekipleri keşfe göndermek için çokça kullandığımız bir materyal. Bunun yanında araştırmalar yaparak çok daha büyük ve gözle görülür adımlar atmamızı sağlayacak mavi cam şişeler ise diğer kaynaklardan daha nadir bulunuyor.
Until We Die karakterler
Kaynak kontrolü demişken oyunun başında seçtiğimiz karakterlerden de bahsedelim. Bugün itibariyle yalnızca iki farklı karakter bulunuyor. Fakat öyle aman aman büyük bir beklentiye girmeyin, aralarında gözle görülebilecek farklar pek yok. Anna mantar topladıkça dayanıklılığını yenileyebiliyor ve zaman kaybını çok daha minimal düzeylere indirebiliyor. Ayrıca tek atımlık ve büyük ölçekli hasar veren bir pompalı tüfeği de var. Ivan ise Anna’ya göre biraz daha hantal ve yaşlı kurt. Kurşunları daha güçlü, bir nevi sürü katili. Dur durak bilmeden ateş edebildiğiniz otomatik bir tüfeğe sahip. (Yapımcılar oyuna güncelleme getirmeye tekrardan başlarsa alev silahına sahip bir karakterin de yolda olabileceğini belirtelim.)
Dalgalar ve mücadele!
Dalgalar 28 günlük oyun sürecimiz boyunca bizi en çok zorlayan kısım olma özelliğini taşıyor. Esasen neredeyse her gün yaratıklar tarafından saldırıya uğruyoruz ancak akın akın geldikleri ve diğer günlere nazaran bizi çok ama çok daha fazla terlettikleri kısım “dalga” olarak adlandırılıyor. Diğer günler ise sadece ısınma turları. İşte bu kısımlarda üssünüzün sağ ve sol duvarları arasında koşturup durmaktan, duvarlarınızın birer birer yıkılmasına rağmen sonuna kadar savunmaktan (aslında sıkıcı olan şeyler) aşırı zevk alıyorsunuz.
Yaratıkların gelip gelmeyeceğini bize gösteren sis kalktığında, yani güneş ışıkları duvarların arasından sızmaya başladığında ise metronun derinliklerine doğru koşuşturmacamız ve kaynak arayışımız tüm hızıyla tekrardan başlıyor. Aman dikkat gece olmadan duvarların arkasına dönün!
Until We Die yoldaşların sınıfları
Kaynakları aramaya başlamışken yoldaşlarımızın sınıfları olduğundan ve bu sistemin arayışımızda büyük etkileri olduğundan da bahsetmeliyiz elbette. Yeni duvarlar, binalar ve çadırlar kurmadan önce çevredeki molozları temizlemeliyiz önce. Temizliği ise kürekçilerimiz gerçekleştiriyor. Duvarlarımızı ise araştırma gibi entellektüel görevleri gerçekleştiren mühendislerimiz üstleniyor. Ayrıca savunma tarafında profesyonel bir ekibe de sahip olacağımızdan asıl askerlerimiz ise yalnızca bekçilik yapıyor.
Kingdom serisindeki gibi bu görevler kalıcı değil. İstediğiniz an sınıfları dilediğinizce değiştirebiliyorsunuz. Ancak sınıflarında kalma sürelerine göre deneyim kazandıklarından, durmadan değiştirmek mantıklı bir seçim olmuyor çoğu zaman.
UWD öyle tek seferde bitireyim, çaba sarf etmeyeyim, pek zorlanmayayım diyenlere gitmez! Yapımcı ekip ilk deneyimde oyunun sonuna gelmeyelim diye içeriklerin bir bölümünü esirgiyor. Pekala bunu yaparken sizi teşvik etmesini de biliyor elbette. İlk oynanışta göremeyeceğiniz içerikler daha sonradan metro hattınızda beliriveriyor. Bunun yanında oyunu “normal” modda değilde “zor” veya “ölümcül” zorlukta oynuyorsanız daha farklı teşvik ve geliştirmelerde mevcut.
Değerlendirme
Velhasılı kelam Until We Die, Kingdom benzeri yapımları sevenler için kesinlikle gözden kaçırılmaması gereken bir fırsat sunuyor. Türe yeni yeni girmek isteyenler, veyahut çerezlik yapımlar arayanlar düşünmeden alıp oynayabilir. Şimdiden herkese iyi eğlenceler…
Comments