Takımınızı seçtiniz, medya karşısına çıktınız, “Şampiyonluğu tattıreceğim” filan dediniz. Bundan sonra kadroya dahi bakmadan ilk bakmanız gereken yer mali durum butonu. Arkadaşlar her şeyin başı sağlık ne kadar doğru ise ikinci önceliğin para olduğu da o kadar doğru.
Endüstrileşen futbolda artık genç yetenek diye tabir ettiğimiz gençler 12-16 yaşlarında keşfediliyor ve direkt endüstrinin onlara biçtiği değerlerle satılıyorlar.
Örnek vermek gerekirse, bundan seneler önce genç yetenek diye tabir edilen Semih Şentürk 24 yaşında parlarken, bugün genç yetenek olarak gösterilen Arda Güler 12 yaşından beri takip edilen bir yetenekti. Dolayısıyla başaltı takımlar ile bu oyunu oynayacaksanız -ki bu oyun başaltı takımlarla oynanır- sizin güncel futbol piyasasındaki büyük yıldızları alacak paranız zaten yok. O zaman ne yapacağız; ya kendi yeteneklerimizi parlatacağız ya da genç yetenekler keşfederek onlarla hem başarı kazanacağız hem de yeri geldiğinde 3 liraya aldığımız adamı 20 liraya satacağız ve kulüp olarak zenginleşeceğiz. (Rahmetli Gençlerbirliği başkanı İlhan Cavcav’a selam olsun. Rahmetli Afrika kıtasının ücra bir köyünden adam bulur, cüzi miktara alır, iki sene adamı parlatır; sonra büyük kulüplere yüzde bir milyon kar ile okuturdu ki en büyük örneği Njitap Geremi’dir. Kamerun yerel liginden aldığı Geremi’yi 2 sene Gençlerbirliği’nde oynatıp daha sonra Real Madrid’e satmıştı rahmetli.)
Mali durumu açtık yukarda. Transfer bütçemizi gördük; bir yanda ise maaş bütçemiz yer alıyor. Transfer bütçemiz, transfer bonservisleri için kullanacağımız para, maaş bütçemiz ise aylık (ben ayarlarda hep aylık kullanıyorum siz de tercihlerden aylığa çekin, yoksa kafa kalmıyor).
Oyunculara ödediğimiz maaşların toplamı giderimiz. Burada eksi bütçeye düşmemek çok önemli; çünkü FFP yani bir Avrupa yalanı olan (kafaya göre transfer yapabilen Arap futbol sermayedarlarına selam olsun.) Financial Fairplay kısıtlamalarından transfer yasağı yememiz mümkün.